Büyük Umutlar Kitap Özeti

Büyük Umutlar Kitap Özeti
Büyük Umutlar Kitap Özeti

Charles DİCKENS – Büyük Umutlar

Kitabın Adı : Büyük Umutlar
Kitabın Yazarı : Charles Dickens

Genç Pip,tetim bir çocuktur;ablası ve ablasının kasaba demircisi olan iyi kalpli kocası tarafından yetiştirilir.

Tek başına bir hayat süren Pip,genelde civardaki ormanlar arasında dolaşır,zaman zaman ölmüş anne ve babasının mezarlarını ziyaret ederek ağlar.Bir gün ormanda dolaşırken önüne iriyarı bir adam çıkar ve kendisi- ne derhal yiyecek getirmezse onu öldüreceğini söyler.Bu adamın hapishaneden kaçan biri olduğu anlaşılmaktadır;zira ayaklarını bağlayan zincirleri kesmek için Pip’ten bir eğe getirmesini de ister.

Adamın bu isteğini reddetmeyecek kadar dehşete düşen Pip ablasının mutfağından bir tabak etli hamur çalar ve alet kutusundan da bie eğe alarak mahkumun kendisine rastladığı yere gider.Burada başka bir yabancı adam daha görür birincisi ile şiddetli bir kavgaya tutuşmuştur. İkinci adam sonunda sisler arasında kaybolur.Aradan uzun zaman geç- meden adı Abel Magwitch olan hapishane kaçkını tekrar yakalanır;fakat hapishaneye götürülmeden önce Pip’e, kendisine yardım ettiği için iyilik yapacağını söyler.

Pip,bu hadiseyi çabucak unutur.Çok geçmeden Bayan Havisham,Pip’in ablasından Pip’ii Satis evine gondermesini rica eder.Uzun bir zaman önce Bayan Havisham,evlilik gününde kocası olacak adam tarafından reddedilmiştir.Kadın,o günden bugüne,odalardaki bütün saatleri durdur- muştu ve şimdi vesayeti altındaki güzel fakat kibirli Estella ile yaşamak- tadır.Düğün gecesinin sabahında yenecek kahvaltı masadaki pasta ile birlikte küflenmiş vaziyette durur.Pip,Bayan Havisham’ıı ziyaret ettiği zaman,onun bu herkesten ayrı davranışlarına hayret eder.Yüz Temel Eser Özetleri, Kitap Özetleri, Roman Özetleri, Yüz Temel Eser, Özet

Yapayalnız bir hayat süren Bayan Havisham Pip’ten,sık sık gelerek vesayeti altındaki Estella ile oynamasını ister.Estella,Pip’in canını sıkar ve Bayan Havisham da,kızın Pip’ii kızdırmasını teşvik eder.Estella’ya kızmasına rağmen,Pip,onun derin tesiri altındadır;Estella onun şimdiye kadar gördüğü kızlar arasında en güzelidir.

Çalışkan bir kimse olduğundan Pip,birgün demirci dükkanındaki sınırlı hayattan kurtulacağını bilir.Bu fırsat da kısa bir zaman içinde gerçekleşir. Bir gün Bay Jaggers adında kendini beğenmiş bir avukat gelerek ismini belirtmeyen birinin Pip namına para yatırdığını ve onun Londra’ya giderek bir centilmen olmasını istediğini söyler.Bu habere çok sevinen Pip,paranın Bayan Havisham’dan geldiğini,kendisinin böylece,Estella için arzu edilir bir koca olarak yetişmesini istediğini sanır.

Pip,Londra’da,Herber Pocket adında Bayan Havisham’ın uzaktan bir akrabası ile arkadaşlık eder.Pocket,Londra’yı iyi bilen zarif bir gençtir. Pip için kiralanan odalardan birinde yaşar.Avukat Jaggers,Pip’in sorularını cevaplandırmaz.Kendisine yardım edenin kim olduğunu söylemez,zamanı gelince öğreneceğini söyler.

Pip,çok geçmeden,Londralı şık bir aylak olur.Bentley Drumle adında tahammül edilmezcesine kibirli bir avukatla tanışır ve Londra sosyetik hayatının bütün girdi çıktılarını o kadar iyi öğrenirki,sadık arkadaşı basit Joe Gargery’nin kendisini ara sıra ziyaret etmesinden rahatsızlık duyar.

Bununla beraber Joe ayrıldıktan sonra Pip,ona kaba muamele yaptığından dolayı pişmanlık duyar.Bir defa Bayan Havisham’ın ricası üzerine,Pip,Joe ile birlikte Havisham’ıi ziyaret eder.Yaşlı Havisham ve vesayetindeki Estella,Pip’in,mutevazi bir hayattan nerelere geldiğini hayretle görürler.Bayan Havisham,daha da ileriye giderek, Pip’e, Estella’ya aşık olmasını beklediğini söyler.Pip’in de istediği budur.

Estella Londra’ya gelir.Çok geçmeden,esmer güzelliği ve sosyetik tavırlarından dolayı aralarında Bentley Drumle’nin de bulunduğu gençler ona kur yapmaya başlar.Kız,gerçi ara sıra Pip’ii görürse de Pip’e aşık olmadığı bellidir.

Yirmi birinci yaş gününde Pip’ii çocukken ormanda ettiği hapishane kaçkını Magwitch hayrete boğarak ziyaret eder.Kaba,zihnen hiçbirşeyl meşgul olmadığı hissini uyandıran bu adam,ilk önce titiz Pip üzerinde tiksinti uayandırır;ama Pip’in gizli hamisi olduğu açıkladığı zaman Pip dehşete düşer.Magwitch,Pip’e,gönderildiği yerde çok para yaptığını ve şimdi kendisinin bir oğlu kabul ettiği Pip’in nasıl bir genç olduğunu görmek için gizlice Londra’ya geldiğini söyler.Tek isteği Pip’in kendisinin başaramadığı tarzda bir centilmen olmasıdır.İngiltere’ye Provis nikiyle gelmiştir.Eğer polis onun mahkumları kolonisinden kaçtığını ögrenirse ölüme mahkum edileceğini söyler.

Bu çıkmaz Pip’ii sersemletir.Magwitch’e minnettarlık duyması gerektiğini bilirsede bu yarı vahşi adama sempati duyamayacak cooldur. Hamisinin Bayan Havisham olmaması da onu büyük bir hayal kırıklığına uğratır.Genede Pip,Magwitch’e yardım edeceğini söyler ve Magwitch de ormanda kavga ettiği kimsenin,baş düşmanı Arthur Compeyson olduğunu belirtir.Pip de Herbert Pocket’den Compeyson’un Bayan Havisham’ı1 düğün gününde terkeden adam olduğunu ögrenir.

Kendi hamisinin Bayan Havisham olduğunu sanmakla düştüğü ahmaklığa kızan Pip,yaşlı kadını azarlamak için kasvetli eve birkez daha gider.Kadın da,Pip’e işkence yapmaka istercesine,Estella’nın,yakın bir zamanda Bentley Drule ile evleneceğini söyler.Bayan Havisham Pip’in bu derece kızgın olacağını beklememektedir.Kendisinin terkedilmesinden bu yana bütün erkeklerden intikam almaya yemin etmiştir.Pip’in Estella’ya beslediği duyguları istismar etmek suretiyle,bu yeminini yerine getirmiş olmuğunu sanır.

Estella’nın evlenmesinden sonra Pip Havisham’ın evini tekrar ziyaret eder.Binada bir yangın çıkar.Pip,Bayan Havisham’ı1 kurtarmaya çalışır,fakat çok geç kalmıştır.Ev,mazinin toz ve eşyası ile dolu olduğundan çabucak yanar.Bayan Havisham alevler ortasında can verir.

Londra’ya dönen Pip,Magwitch’in gerçekte Estella’nın babası olduğunu öğrenir;annesi de muhtemelen,Avukat Jaggers’in ev işlerine bakan garip kadındır.Daha da hayret uyandırıcı bir haber Compeyson’un da Londra’da olduğu ve Magwitch’i2 öldürmek için fırsat kolladığıdır.Pip, Herbert Pocket’in yardımı ile,hamisini İngiltere’den Fransa’ya kaçırmak ister.ardından,kendisi de Fransa’ya gidecektir.Fkat vapura biner binmez, Compeyson kendilerini yakalar.İki düşman yumruk yumruğa şidddetli bir kavgaya tutuşur,Magwitch Compeyson’u öldürür.Bu suçundan dolayı, eski mahkum tekrar tutuklanır ve yargılanmasını beklediği sırada hapishane de ölür.

Son zamanlarda başına gelen bu olaylarla Pip hastalanır ve eski sadık arkadaşı Joe Gargery kendisine bakar.Pip’in ablası ölmüştür ve Joe da kendisini seven kocası üzerinde hakimiyet kurmak istemeyen Biddey ile evlenmiştir.Pip nihayet bu mütevazi,sadık Joe ya dudak bükmekte ne kadar haksız olduğunu anlar.Joe ile birlikte,onun demirci dükkanına döner ve hastalık harici döneminde,kendisine kötü muamele ettiği için Joe’dan özür diler.

Estella’yı kaybedişini hala hazmedemeyen Pip Herbert Pocket ile birlikte Londra’da bir iş kurar.Seneler sonra bir zamanlar Bayan Havisham’ın evinin durduğu yeri son bir defa ziyaret eder.Orada Estella’yı görür.Beraberce bir zamanlar,çocukken oynadıkları bahçede dolaşırlar.Estella,şimdi dul bir kadındır.Sosyetik köklerinden ötürü evlendiği haşin Bentley Drumle,vahşetle muamele ettiği atının bir çiftesi ile ölmüştür.Drumle ile geçirdiği hayatı ve tek başına yapayalnız süren dulluk hayatı,bir zmanaların soğuk ve kibirli Estella’sını yumuşatmıştır. Elele bahçede yürürlerken Pip ve Estella artık birbirini hiç bir zaman terkedemeyeceklerini anlarlar.Hikayenin sonunda herkes mutlu olur !


Büyük Umutlar Kitap Özeti

Cimri Kitap Özeti

Cimri Kitap Özeti
Cimri Kitap Özeti

Moliere – Cimri

Kişiler

Horpagon: Clacente’la ve Elise’nin babası, Marieane’a aşık. 60 yaşlarında, zayıf, sıska, boyca kısa bir adam. Para için ölümü bile göze alabilecek, para, para, ille de para. Para hırsı gözünü bürümüş, ölümü bile göze alabilecek bir insan parayı onurdan da, namustan da, ahlaktan da üstün tutar, biri para istemeye geldi mi ödü patlar. “Selam verdim demez selam aldım der”

ELISE: Harpagon’un kızı. Mariane’in sevgilisi. Genç, güzel bir kız. Mariane’yi sevmesine rağmen babasının kendisini yaşça büyük bir adamla evlendirmesine karşı gelemez. Ancak gizliden birbirlerine evlilik senedi verirler.

ANSELME: Valeler’le Mariane’nin babası. Aslen Napoli’li olup asıl adı Don Thomas’d Albureg’dir. Napoli kargaşası sırasında kaçarken çocuklarıyla birlikte öldüğü sanılır. Ancak o kurtulur ve Paris’e yerleşir, adını da değiştirir. Artık evlenmeye karar verir, evlenmek istediği kız Harpagon’un kızı Elise’dir.

MARIANE: Cleante’nin sevgilisi. Harpagon’un evlenmek istediği genç kız. Annesiyle birlikte yaşamaktadır. Babası (Anselme) ve ağabeyi (Veleri)ni öldü olarak bilmektedir. Annesini geçindirmeye çalışan namuslu, güzel, aynı zamanda Cleante’yi sever. Ancak annesinin isteği üzerine Harpagon’la zorda olsa evlenmeyi kabul eder. Ancak sevgilisinin babası olduğunu bilmez Harpagon’un.

FROSİNE: Entrikacı kadın. Harpagon ile Marine’yi dalavere, yalan dolanla evlendirmeye razı eden kadın. Her iki tarafta yalan söyler ve her iki taraftan da para sızdırmaya çalışır.

KARAKTER

LA FLECH: Cleante’nin uşağı. Harpagon tarafından herkes gibi hırsızlıkla suçlanan insan. Cleante’ye borç para bulmak için yardım ister. Ancak borç alma işi suya düşer. Cleante’ye yardım etmek için Harpon’un gömüsünü bularak Cleante’ye verir.

CLEANTE: Harpagon’un oğlu. Mariane’in sevgilisi. Babasının cimriliğinin farkındadır ve buna isyan eder, Mariane’yi sever ve ona yardım etmek ister. Ancak babasının cimriliğinden dolayı yardım edemediği için üzülür.

VALARE: Anselme’nin oğlu. Başta bunu bilmemektedir. Amacı ailesini bulmaktır. Elise’nin sevgilisidir. Harpagon’un cimriliğine ve katı yürekliliğine rağmen o evde çalışmaya razı olmuştur. Harpagon ona güvenmektedir. Çünkü Valere, Harpagon’un anladığı dilden olayları anlatır.

JACQUES USTA: Harpagon’un aşçısı ve arabacısı. Harpagon’a karşı tepkilerini hep belli eden doğruları söyleyen insandır. Harpagon bu yüzden bu uşağı ile pek anlaşamaz.

DİĞER ŞAHISLAR

Simon Usta: Simsar

Clavde Kadın: Harpagon’un hizmetçisi. Elese ve Naler’e yardım eder.

Brindavoine: Harpagon’un uşağı

La Merluche: Harpagon’un Uşağı

Komiser ile Katibi

ÖZET

Harpagon cimrimi cimri bir adamdır. Bütün varlığı, yaşama amacı paradır. Namus, ahlak, iyilik gibi erdemler paranın yanında hiçtir. Cimrilik onda hastalık haline gelmiştir. Her şeyde, herkesten şüphe eder, hiç kimseye güvenemez. Hatta parasını kasaya bile güvenmez çünkü kasalar hırsızlar için bir kolaylıktır. Çocuklarına bile patranın ucundan koklatmaz. Onlarda bu duruma tepkilidir. Hizmetçilerini az yemeleri için perhize sokar, atları çok yemesin diye onları bile aç bırakır, zavallıların ayağa kalkacak dermanı bile olmazdı.

Valere ailesini bulmak için yollara düşer. Güzel Elise’ye aşık olur ve ona yakın olmak için Harpagon’un konağında vekilharç olarak çalışmaya başlar. Bu iki aşık durumlarının farkındadır çünkü arada Harpagon var ve bu ilişkiyi duysa ikisini de öldürebilir. Çünkü Volera bir hizmetçidir, parası yoktur. Ama ne yapıp ağabeyinin gönlünü kazanmaya karar verir Elise. Ağabeyinin durumda kendisininkinden farklı değildir aslında çünkü o da birini sevmektedir (Mariane). İki kardeş bahçede karşılaşırlar ve Cleante sırrını Elise’ye açmaya karar verir. Cleante sevdiği kızı anlatır kardeşine. Sevgilisinin maddi durumunun iyi olmadığını bilmekte ancak bu onun için sorun değildir. Bunu sorun edecek kişinin babası olduğunu anlatır. Nedir bu cimrilik yüzünden çektiğimiz şey diye isyan eder kız kardeşine. Çünkü varlık içinde yokluk çekmektedirler. Sevdiği kıza bile yardım edemez. Horgan’da kendi kafasından bir şeyler planlamaktadır. Elise ve Cleante’yi yanına çağırır, konuşmak ister. Onlardan da parolalarını gizlemekte ve çalacaklar diye onlara bile şüpheyle bakmaktadır. İlk başta çocuklarına nende bu kadar fazla harcama yapıyorsunuz, takıp takıştırıp çıkıyorsunuz diye kızar. Evlilik konusunu açar ve Mariane diye bir kız bu yakınlarda, onu hiç gördünüz mü? der. Cleante ilk başta kendisi için bunu sorduğunu sanar. Evet gördüm der güzel, alımlı, evlendiği kişiyi mutlu edecek bir kız der. Babası bombayı bundan sonra patlatır. Bütün bunların üzerine kızın birazda parası varsa onu almaya karar verdim der. Cleante bu duruma çok şaşırır, kızar, ancak babasına bu tepkisini belli edemez.

Horgan çocukları içinde uygun eşler bulmuştur. Cleante’yi dul(paralı) bir kadınla Elise’yi ise Senyör Anselme’yle evlendireceğini söyler. Elise buna karşı çıkar. Elli yaşındaki bir adamla evlenmek istemediğini belirtir babasına. Babası ise kızına iyilik ettiğini düşünmektedir. Çünkü Anselme zengin bir adamdır ve kızı çeyizsiz almaya razı olmuştur. Horgan daha başka ne ister. Bu tartışmasının üzerine Valere gelir, onu hakem tutarlar kim haklı diye. Valere, Harpagon’u iyi tanıdığı için bu olayda, onun haklı olduğunu söyler ancak kendi fikrini de belirtir. Çünkü o bilir ki Harpagon “yalan dolan elde edilebilecek gerçeklerle karşılaştığında huysuz atlar gibi şahlanır”. Kendi anlatmak istediğini dolanbaçlı yollarla anlatmaktan başka çaresi olmadığını bilir.

Cleante babasının kendi sevgilisine göz koyduğunu, La Fleche anlatır ve buna bir çare bulmaya çalışırlar. Bir tefeciden borç almak akıllarına gelir ancak tam borç almalarına yardım edecek olan simsarla görüşecekleri anda babası da ordadır. Aslında parayı verecek olan Harpagon’dur. Bu planları da sonuçsuz kalır.

Harpagon Frosine ile buluşur çünkü Marione’yi ikna edecek olan kadın budur. Her iki tarafı da tırtıklamak amacıyla bu işi yapar. Harpagon’a Mariane’nin onu çok beğendiğini çünkü Wariane’nin yaşlı erkeklerden hoşlandığını bin bir yalanla anlatır. Harpagon’un takıldığı nokta ise paradır. Tabi Frasine’nin bunun içinde söyleyecekleri vardır. Wariane’nin lükse düşkün olmadığını, zeytin ekmekle bil dayanacağını bundan bile ne kadar kar edeceğini anlatır Harpagon’a. Harpagon ikna olur gibi oldu ancak Frosine’nin bu iş karşılığında istediği parayı vermek istemez. Frosine de entrika mı yok, buradan alamayacağı parayı kız tarafından alırım diye düşünür. Marine derdini Frosine’ye açar. Evlenmek istediğini, gönlünün bir başkasında olduğunu anlatır. Entrikacı kadın, Harpagon’un zaten yaşlı bir adam olduğunu, birkaç yıl sonra ölüp Marine’nin de sevdiği ile evlenebileceğini söyler. Konağa misafirler gelir, misafirleri Ellise karşılar. Harpagon, Mariane’nin hoşuna gidecek şeyler yapmaya çalışır. Tam o sırada Cleante odaya girer.Cleante’nin olan olaylardan haberi vardır. Ancak Mariane, sevgilisini babası ile evlenecek olduğunu orada öğrenir ve bu durumu Frosine’ye de anlatır. Cleante Marianne’ye bir çok iltifatta bulunur. Harpagon, bu iltifatların Cleante tarafından üvey annesini yapıldığını sanır. Ama durum bunun tam tersidir. Harpagon dışarı çıkar, Cleante ile Mariane konuşacak rahat bir ortam bulurlar. Bu karmaşık durumdan kurtulmak için Frosine’ye başvururlar. Durumun karmaşıklığını ancak onun entrikaları çözebilirdi. Aklına şu gelir “Araya başka bir kadın koyalım, ama bu kadın zengin olsun, tabi bunların hepsi rol icabı, Harpagon bu zengin kadını görünce kendi isteğiyle Mariane’den vazgeçecektir.” Kadınlar alışverişe giderler. Harpagon ve oğlu yalnız kalırlar. Harpagon da oğlunun ağzından laf almak için ona oyun oynar. Mariane’yi nasıl buldun? diye sorar. Cleante babasını vazgeçirmek için o kız çok hoppa bir kız, sana uygun değildir der. Harpagon da eğer o kızı beğenseydin sana alacaktım der. Cleante söylediklerinden pişman olur, sen istiyorsan ben tabi ki o kızla evlenirim. Harpagon, ben bu kadar vicdansız bir adam değilim, seni beğenmediğin bir kızla evlendiremem der. Durum böyle iken Cleante dayanamaz ve Mariane ile geçenleri babasına anlatır. Onun evine gittiğini, annesi ile tanıştığını, annesinin de bu olaya sıcak baktığını söyler. Harpagon amacına ulaşmıştır. Her şeyi öğrenmiştir. Buna rağmen Mariane’den vazgeçmeyecektir. La Fleche Cleante’ye yardım etmek ister. Harpagon’un paralarını sakladığı çekmeciyi bulur ve Cleante’ye verir. Harpagon paralarının çalındığını hemen fark eder ve çılgına döner. Paracıklarım, paracıkların diye bağırır. Polise gider, durumu anlatır Harpagon bütün şehirden şüphe etmektedir. İlk başta Jacques Usta’ya çıkışır, sen hırsızsın diye. O da işin içinden sıyrılmak için suçu Valere’ye atar. Valere’nin aslında hiçbir şeyden haberi yoktur. Jacques Usta çok usta bir tavırlar komiser ve Harpagon’u söylediklerine inandırır. Valere çağrılır, o da sanmaktadır ki Elise ile olan ilişkileri duyulur. Valere kıza olan aşkından bahsederken Harpagon para aşkından bahsettiğini sanmaktadır. Valere hala hırsızlıkla suçlandığının farkında değildir. Harpagon en sonunda anlar ki Valere, kızına aşıktır ve gizli evlenme anlaşması yaptıklarını öğrenir. Bunda da çılgına dönecektir çünkü Valere beş parasızdır.

Valere gerçek kimliğini açıklar, “Ben Napoli asıllı Don Thomas Alburey’in oğluyum. Ailemin Napoli kargaşası sırasında boğuldukları sanılıyor. Ama beni bir İspanyol gemisi kurtardı. Ben bir gemici tarafından büyütüldüm, babamı ölmüş biliyordum ama araştırdım, buralarda bir yerde yaşadığını öğrendim” Mariane o sırada söze karışır, o da bu sözleri annesinden işitmiştir. Siz benim ağabeyimsiniz der. O da annesi ile başından geçenleri anlatır. Anselme, üç mutluluğu birden yaşar. Hem çocuklarına hem de karısına kavuşmuştur. O da kazadan cebindeki bütün paralarda kurtulmuş, Paris’e yerleşmiş, ailesini kaybettiğini düşündüğü için tekrar evlenmeye karar vermiştir. İsmini değiştirmesinin sebebi ise başına gelen dertleri de uzaklaştırmaktır. Bütün bu olanlardan haberi olmayan Cleante gelir. Çalınan paranın kendisinde olduğunu, bu parayı babasına bir tek şartla vereceğini söyler. Şartı ise, Mariane’yi bırakacaksın, onu ben kendime alacağım der.

Harpagon mutludur, Valere’de Mariane’de fakir değil zengin bir ailenin çocuklarıdır. Her iki düğünün masraflarını da Anselme’ye yüklemek şartıyla kızını vermeyi, Mariane’yi de oğluna gelin olarak almaya razı olur. En son komiser buraya geldik, hiç kimse birbirinden davacı değil, ama bizim masraflarımızı kim verecek der. Harpagon bu masrafları da Anselme’ye yükler.


Cimri Kitap Özeti

Mai ve Siyah Kitap Özeti

Mai ve Siyah Kitap Özeti
Mai ve Siyah Kitap Özeti

Halid Ziya UŞAKLIGİL – Mai ve Siyah
KİTABIN ADI :MAİ ve SİYAH
KİTABIN YAZARI :HALİD ZİYA UŞAKLIGİL
YAYINEVİ :İNKILAP VE AKA KİTABEVLERİ
BASIMYILI :1980

1.KİTABIN KONUSU: Hayalleri olan bir gencin lise son sınıfta babasını kaybetmesiyle hayallerinin yıkılışı ve beraberindeki hayat mücadelesi.

2.KİTABIN ÖZETİ: Ahmet Cemil,babasının ölümünden sonra,binbir güçlükle okulu bitirir ve kız kardeşini ve annesini beslemek için çalışmak zorunda kalır.Bunun için elinden fazla birşey de gelmemektedir.Çünkü yabancı dil bilmekten başka bildiği birşey yoktur.Ona kalsa,bütün çalışmalarını şiir üzerinde toplamayı;edebiyatımıza bir başka yön vermeyi ister. Ancak hayat mücadelesi onu çok genç yaşta karşılar.

Ali Şekip ,Hüseyin Nazmi gibi arkadaşlarıyla başlıca tartışma konusu budur zaten. Raci gibi kendisini kıskanan,arkasından dedikodular yaratan birine rağmen şiirde birşeyler yapacağına inanır . Bir yandan , Ahmet Cemil ,bu sarı , uzun saçlı, mavi gözlü ,kalem parmaklı genç, Hüseyin Nazmi’nin kızkardeşi Lamia’yı sever.Tek kaygısı onunla evlenmek,ona layık bir yuva kurabilmektir.Fakat bu mümkün olabilir mi? Olabilecek mi? Hep bunu hayal eder.

Okulu bitirdikten sonra ,zavallı genç çok sıkıntılı günler geçirir.Evlerine gittiğin öğrencilerin şımarıklıklarına katlanmak zorunda kalır.Ekmeğini kazanır ama, neler pahasına! Böylelerinden para kabul etmeğe mecbur kalmak ona pek ağır gelir . Başka çare de yoktur. Pek dayanamaz hale gelince , bu sefer kitapçılara polis romanları tercüme etmeye kalkar. O çağlarda pek sayılı olan bu kitapçılar da onun derisini yüzerler.Geceler boyu göz nuru dökerek yaptığı anlamsız tercümelere hiç denecek kadar az para verirler. Ne öyle eserleri tercüme etmek ister , ne de parasını üzüle üzüle almaya razı olur.

Ahmet Cemil, günün birinde “Mirat-I Şuun” adlı gazetede çalışmaya başlar. Hayatı az çok düzene girer. Hatta ,gazete sahibinin oğlu Vehbi Efendi, Ahmet Cemil’in kız kardeşi İkbal’le evlenir. O zaman Süleymaniye’de eski bir evde oturan Ahmet Cemil, kız kardeşini mutlu görmek hevesiyle güzel bir düğün yapar. Ama bu evlilik, o zamanın evlenme şartları yüzünden başarılı olmaz. Evlenenler daha önce birbirlerini tanımadıkları için bağdaşamazlar. Vehbi Efendi çok kaba, durmadan içen , küstah bir kimsedir. Öyle alçak bir heriftir ki, karısı hamile olduğu sıralarda beslemelerini okşayarak onlarla gönül eğlendirir. Ahmet Cemil bu adiliklere dayanamaz .Gülle dokunmaya kıyamadığı biricik kız kardeşinin hırpalanmasına, hatta dövülmesine razı olmaz. Bir gece, Vehbi, İkbal’I öyle hırpalar, durumunu düşünmeden öyle bir tekme atar ki zavallı kadın çocuğunu düşürür. Ahmet Cemil, çıldırmış bir halde, arkadaşı Ali Şekip’in dükkanına kendini atar. Ali Şekip’e anasınden aldığı küpeleri, yüzükleri emniyet sandığına rehin etmekte kendisine yardım için gitmiştir. Kız kardeşini ölümden kurtarmak gerekmektedir.Hiçbir önlem zavallı İkbal’i ölümün pençesinden kurtaramaz.

Hüseyin Nazmi, uzakça bir görevle dış işlerine tayin edilmiştir. Memmundur. Ahmet Cemil, bir gün onu ziyarete gider. Bir aya kadar memleketten ayrılacak olan Hüseyin Nazmi, sevineceğini sanarak Ahmet Cemil’e başka bir haber daha verir. Lamia’yı evlendiriyorlardır.O zaman Ahmet Cemil Lamia’ya ait tek tük hatıra kırıntılarını bir daha yaşar. Bunlar, Lamia’nın çocukluğu ile ilgilidir. Zihninde, kızı, ailesinin ısrarıyla evlenmeyi kabul etmiştir diye tasarlar.Bir an sevgisini itiraf etmeyi düşünür.Ama yoksulluğu, işşizliği aklına gelince bir yuva kuramayacağını kabullenir. Bundan da vazgeçer.

Önce kardeşi, sonra Lamia… Geriye ne kalmıştır?Eseri mi?Genç adam,bütün ömrürünü koyduğu şiirlerini bir an bile duraklamadan ocağa atıp yakar. Yaşamı gözlerinde yaşlar,ağzında acı bir lezzetle seyreder. O esrin bir anlamı kalmamıştır artık.

Madem ki Hüseyin Nazmi gidiyor, o da gidecektir. Bir gün Taksim bahçesinde oturuken ileriye ait tasarlarını, tasarladıklarını hatırlar. Şimdi o da Anadolu’da bir görev alıp gidecektir işte. Kendisine kırgınlıktan başka birşey sağlamayan bu İstanbul’dan kaçacaktır. Kararını yerine getirir. Dertli anasını alarak bir vapura biner. Gece karanlığında, son defa İstanbulu, Cihangiri seyreder. Deniz karanlık, gece karanlıktır. Vaktiyle Tepe başında, gece, gözlerine bir elmas yağmuru gibi görünen ışıklar sanki sönmüştü. Şimdi her taraf simsiyahtı. Oda,güneşten, hayatın biçareliğiyle alay eden ışıktan kaçarak,sonsuz bir yoklukta mutlu ve rahat, yuvarlanıp gidecektir.

3.KİTABIN ANAFİKRİ: İnsan hayatta karşısına çıkan zorluklara karşı mücadele etmeli,hayallerle gerçekleri birbirine karıştırmamalıdır.


Mai ve Siyah Kitap Özeti

Murtaza Kitap Özeti

Murtaza Kitap Özeti
Murtaza Kitap Özeti (Orhan Kemal)

Kitabın Konusu: Murtaza’nın unvan namus şeref işini hakkıyla yapma uğruna yaşadığı olaylar edindiği düşmanlıklar ve yaptığı mücadele anlatılır.

Kitabın Anafikri : İnsanın sorumlulukları vazifesi hayatındaki her şeyden önce gelmelidir.

Yardımcı Fikirler:

1)İnsan vazifesini hakkıyla yerine getirmelidir.
2)İnsan hayatında sorumluluklarına paradan daha çok önem vermelidir.
3)İnsan vazifesini yaparken akrabalarına yakınlarına torpil geçmemelidir
4)Ebeveynler çocuklarını yetiştirirken iyi yetiştirmelidirler.
5)İnsan hayatında paradan daha önemli şeyler olduğunu unutmamalıdır.
6)Çalışanlar görevlerinde üstlerine karşı saygılı olmalıdır.
7)İnsanları düşünceleri alay konusu yapılmamalıdır.
8)Çocuklar babalarını kandırmamalıdır ve karşı gelmemelidirler.
9)Resmi yerlerde memur gibi üst görevlilere torpil geçilmemelidir.

Kitabın Özeti:

Murtaza Yunanistan’dan mübadeleyle Çukurova’ya gelmiş bir muhacirdir.Kolağası Hasan dayısı gibi asker olup savaşarak şehit olmak en büyük isteğiydi.Mübadele yapıldıktan sonra Çukurova’ya gelen muhacirler topraklarını satıp konaklar evler alacak kadar zengin olmuşlardır.Murtaza ve onun gibi düşünenler ise ezan seslerine kavuştukları için şükretmiş mal mülk istememişlerdir.Murtaza mal mülk istemese de ailesi istemiştir.Erkek kardeşi zengin olmayı başarmıştır.Annesi parasızlıktan ölmüştür.Kız kardeşiyle Murtaza İstanbul’a gelmişlerdir.Murtaza Çukurova’da bir kızı tanımış beğenmiştir.Kızı beğenmesinin ası nedeni kızın babasının da Murtaza gibi düşünüp zengin olma derdine düşmemesidir.Murtaza daha sonra bu kızla evlenmiştir.Kız kardeşi de birisiyle evlenmiştir.Murtaza’nın en büyük hayali dayısı gibi askerlik ile ilgili bir görev alıp savaşlarda şehit olmaktı.Ama istediği olmadı askerlikle ilgili bir meslek bulamadı.O da üniforma giyebilmek için mahalle bekçisi oldu ve işini titizlikle yaptı.Hırsızlara, haksız kazanç sağlayanlara, mahalleyi rahatsız edenlere göz açtırmadı çünkü ona göre her ne meslek olursa olsun önemeliydi ve düzgün yapılmalıydı.Mahalleli bundan rahatsız oldu ve türlü türlü oyunlar yaptıysadalar Murtaza’dan kurtulamadılar.Mahallelinin komiseri de Fen Müdürü olan arkadaşı Kamüran’ın fabrikadaki bozulan disiplinini görünce ona Murtaza’yı tavsiye etti.Böylece Murtaza fabrikaya gece kontrolü oldu.Murtaza hep erkek çocuğunun olmasını istedi, onun dayısına benzemesini ve onun gibi asker olup savaşlarda şehit olmasını istedi.Kız çocuklarından sonra erkek çocuğu oldu adını da Hasan koydu.Hasan istediği gibi dayısına benzemedi.Futbola düşkün oldu babasının istediği gibi askeri okula gitmedi sanat okuluna gitti.Murtaza da umudunu yeni doğan çocuğu Hasan’a sakladı.Murtaza yeni doğan çocuğunun da ismini Hasan koymuştu.Murtaza küçük oğlu Hasan’ın istediği gibi olduğunu sanıyordu.Oysa Hasan babasını kandırıyordu.Babası büyüyünce hangi okula gideceksin diye sorduğunda Kuleli Askeri Lisesi dediğinde Murtaza çok seviniyordu dünyalar onun oluyordu.Aslında Hasan babasını kandırıyor babasından para alabilmek için öyle söylüyordu.Murtaza bunu anlamıyordu.Murtaza çalışmaya başladığı fabrikada işçiler tarafından sevilmedi.Çünkü işçiler işten kaytarıyor işlerini aksatıyorlardı.Murtaza’da onlara engel olduğu için işçiler onu sevmediler onlarda mahalledekiler gibi türlü oyunlara başvurup işten atılması için çalıştılar ama başarılı olamadılar.Çünkü fen müdürü Murtaza’ya güveniyor ona tam yetki veriyordu.Öyle ki hemşerisi Nuh bile buna şaşırıyordu.Bunun nedeni ise fabrikanın bozulan disiplininin Murtaza’nın sayesinde düzelmesiydi.Murtaza’nın küçük oğlu Hasan babasını kandırmakla kalmadı ve bir gün bakkaldan ekmek çaldı.Murtaza bunu duyunca çok üzüldü adeta yıkıldı.Bakkal mahkemede Hasan’ı affedip cezasını iptal ettirecekti ama Murtaza oğlunun bu yaptığını ona hiç yakıştıramadı ve onu affetmedi mahkemede hakime cezasını çekmesi gerektiğini söyleyip salonu terk etti.

ANA DÜĞÜM:Murtaza dayısı gibi savaşarak şehit olabilecek mi?

ARA DÜĞÜMLER:

1)Murtaza askerliğe yakın olarak hangi mesleği bulacak?

2)Mahalleli Murtaza’yı kovabilecek mi?

3)Murtaza’nın erkek çocukları dayısına benzeyecek mi?

4)Murtaza fabrikada tutunabilecek mi?

5)Fen müdürü işçilerin şikayetlerini kabul edecek mi?

6)Murtaza fabrikaya giren hırsızı yakalayabilecek mi?

7)Murtaza’nın kızı Firdevs hastalığından kurtulabilecek mi?

8)Murtaza küçük oğlu Hasan’ın onu kandırdığını anlayacak mı?

9)Murtaza’nın küçük oğlu Hasan ceza alacak mı?

10)Murtaza küçük oğlu Hasan’ı affedecek mi?

FİGÜRLER:

Murtaza:Romanın ana kahramanıdır.Sivri uzun burunlu, kalın kapkara kaşlı, geniş alınlı, yeşil gözlüdür.Sorumluluklarını vazifesini çok iyi bilir,vazifesini her şeyi üstünde tutar cesur bir muhacirdir.

Murtaza’nın Karısı:Mavi gözlü, zayıf, paraya önem veren ünvana şerefe önem vermeyen bir kadındır.

Kamüran:Fabrikanın fen müdürüdür.Laubali her şeyi ciddiye almayan ama gerektiğinde de ciddi ve doğru davranmasını bilen her zaman Murtaza’nın arkasında olan peşin hükümlü olmayan çapkın eğlenceye düşkün akıllı biridir.

Akile Hala:Zeki yardımsever düşünceli hep Murtaza’nın yanında olan onu düşünen biridir.

Kontrol Nuh:Kalın kemikli, geniş yüzlü tilkiyi andıran bir yüzü vardır.Laubali işini ciddiye almayan, yalaka, çıkarlarını düşünen, Murtaza’dan nefret eden Fen müdürünün hemşerisi şımarık biridir.

Azgın Ağa:Kaba bıyığı püskül püskül kaşları bir doksan boyunda iri yarı zamanında savaşlar katılmış mert bir adamdır.

Hasan:Murtaza’nın büyük oğludur.Zayıf uzun boylu annesi gibi mavi gözlü akıllı biridir.Babasını sevmez futbola düşkündür.

Hasan:Murtaza’nın küçük oğludur.Murtaza büyük oğlu dayısına benzemediği için küçük oğlunun da adını Hasan koymuştur.Ama küçük oğlu Hasan da babasını sevmez ve onu kandıran kötü biridir.

ZAMAN:Romanın geçtiği zaman verilmemiştir.Kitapta

Murtaza 1925’lerden sonraki mübadelede Türkiye’ye göç etti.

1946-47’lerde yurdun her yanı demokrasi naralarıyla çalkalandığı…

gibi cümlelerin yanında;yarın,gece yarısı,ikindi saati,bir saat 45 dakika,öğle,akşam üstü gibi kozmik zamanlar da kullanılmıştır.

MEKAN:Çukurova,Yunanistan, İstanbul, kahvehane,fabrika,iplikhane,dokumahane,mahalle,

karakol,lokanta,ev,bakkal dükkanı olayların yaşandığı yerlerdir.

ANLATICI-ANLATIM ŞEKİLLERİ VE ANLATIM TEKNİKLERİ:Olaylar kamera sessizliğinde gözlem yapılarak anlatılmıştır.Yani gözlemci figür bakış açısı kullanılmıştır.Romanda geriye dönüş tekniği de kullanılmıştır.Leitmotif tekniğine yer verilmiştir.Murtaza’nın ‘Yukarda Allah Ankara’da devlet burada da ben’ sözü romanda geçen leitmotif örneğidir

BAKIŞ AÇISI:.

Anlatıcı; beğenen taktir ve tasdik eden, tenkit yönelten ve özeleştiride bulunan bakış açısı sergilemiştir.

DİL:Yazar herkesin konuştuğu ortak dili kullanmıştır ve herkesin anlayabileceği bir dil kullanmıştır.Yabancı terimlere yer vermemiş sade yalın anlaşılır bir dil kullanmıştır.

ÜSLUP:Yazar hem uzun hem kısa cümlelere yer vermiştir.Tasvirlerde bulunurken uzun cümleler kullanmayı tercih etmiştir.Edebi sanatlara, tamlamalara yer vermemiş akıcı olmasına özen göstermiştir.Bazı tekrarlanan tasvir cümleleri romanın akıcılığını bozsada roman bundan olumsuz şekilde etkilenmemiştir.

HÜKÜM VE SONUÇ:Orhan Kemal yazılarında gerçeklilik çizgisinde yalın açık bir anlatım kullanır.Bu romanında bu özelliğini devam ettirmiştir.Değişik olarak o kendine has köy, Anadolu tasvirlerine yer verememiştir.Bunun nedeni olarak romanın İstanbul’da geçmesini gösterebiliriz.Eserde kendi görüşlerini direkt olarak ifade etmemiştir ama kahramanları aracılığıyla zaman zaman düşüncelerini yansıtmıştır.

Orhan Kemal Murtaza romanında dönemin şartlarını açık anlaşılır okuyucuyu sıkmayacak şekilde sade gerçekçi bir dille anlatmıştır.


Murtaza Kitap Özeti

1 Şubat 2013 Günlük Burç Yorumları

1 şubat burç yorumları, 01.02.2013 burç yorumları, bugünkü burcum, burç oku, burç özellikleri, burçlar, günlük burç yorumları, 1 şubat 2013 akrep burcu yorumu, 1 şubat 2013 aslan burcu yorumu, 1 şubat 2013 balık burcu yorumu, 1 şubat 2013 başak burcu yorumu, 1 şubat 2013 boğa burcu yorumu, 1 şubat 2013 ikizler burcu yorumu, 1 şubat 2013 koç burcu yorumu, 1 şubat 2013 kova burcu yorumu, 1 şubat 2013 oğlak burcu yorumu, 1 şubat 2013 terazi burcu yorumu, 1 şubat 2013 yay burcu yorumu, 1 şubat 2013 yengeç burcu yorumu, şubat ayı burç yorumları

1 Şubat 2013 Günlük Burç Yorumları
1 Şubat 2013 Günlük Burç Yorumları

Koç Burcu – (21 Mart – 20 Nisan)

Çevrenizle yaşadığınız gizli çekişmelerinizde, kendinizi haklı çıkarmaya çalışsanız da aslında siz suçunuzu biliyorsunuz..Tanışacağınız yeni insanlar size cazip gelse de temkinli olmalısınız. Sonradan başınız ağrıyabilir. Kendinizi ağırdan satmalısınız..Bugün, yaşamı, çevreyi farklı bir gözle görüyor ve farklı bir şekilde yaşamak istiyorsunuz.

Boğa Burcu – (21 Nisan – 21 Mayıs)

Akıllı davranarak olayların büyümesini engelliyorsunuz. Duygularınızı ustaca denetlemeniz büyük bir başarı. Önemli atılımların eşiğinde olmanız, motivasyon gücünüzü arttırıyor. Nedensiz korkularınızı yenmeyi öğrenmelisiniz. İş sorumluluğunuzun mükemmel olduğu bir gündesiniz. Çevrenizin fikirlerine aldırış etmemekte haklısınız.

İkizler Burcu – (22 Mayıs – 21 Haziran)

Bugün, yeteneklerinizi kolaylıkla sergileyebileceksiniz. İsteklerinizi kolaylıkla çevrenize kabul ettirebileceksiniz. Yeni denemelere hazır olmalısınız. İşinizi özveriyle yapmanın zevkini bildiğiniz için, her şeyi sabırla karşılıyorsunuz. Bulunduğunuz şartlar sizi etkilemiyor ve iş arkadaşınızla ilgili olarak şaşırtıcı şeyler duyabilirsiniz.

Yengeç Burcu – (22 Haziran – 23 Temmuz)

Hiç kimseye sorunlarınızı çözmesi için isteklerde bulunmayın. Bu konulardaki iyi niyetlerinizi suistimal eden o kadar çok kişi var ki çevrenizde. Özellikle gücünüzü çevrenize göstermek için, hiçbir fırsatı kaçırmıyorsunuz. Bugün içinizden geldiği gibi hareket etmek isteseniz de, kendinizi kısıtlanmış gibi hissediyorsunuz..

Aslan Burcu – (24 Temmuz – 21 Ağustos)

Duygusal yapınızı zorladığınız zaman sinirsel dengelerinizi bozuyorsunuz. Çevrenizle uyum içinde yaşamanız gerekiyor. Dış görünüşünüz insanları yanıltabilir. Çevrenizdeki kişiler sizin inatçı yapınızı tahmin edemiyorlar. Bazen onları gerçek anlamda şaşırtıyorsunuz. Farkında olmadan fırsat kaçırdığınızı çok geç anlıyorsunuz. Bugün daha aktif olmalısınız..

Başak Burcu – (22 Ağustos – 23 Eylül)

Ticaret gibi konularda uğraşanlar için gerçekten parlak bir gün olabilir. Parasal konularda kulaktan dolma bilgilerle riske girmeyin. İş konusunda bugün fikrinizi değiştirmeyin. Olayları kendi akışına bıraksanız bile, bazı konulara müdahale etmek zorundasınız. Kişilerle olan iletişiminizi bugün abartmayın.

Terazi Burcu – (24 Eylül – 23 Ekim)

Fazla duygusal bir gün. Özellikle sevdiğiniz kişiden ilgi bekliyorsunuz. Sevdiğiniz kişiye yüklendiğiniz konuda, işi zorlaştırıyorsunuz. Oysa, beraberce artıları ve eksileri düşünerek işi kolayca sonlandıracaksınız. İçinizde ki korkuları yenemiyor, farklı bir biçimde etrafınıza yansıtıyorsunuz. Havaların ani soğuması; bünyeniz ne kadar sağlam olsa da sizi etkileyebilir.

Akrep Burcu – (24 Ekim – 23 Kasım)

Biraz daha sabrederseniz gözünüzde büyüttüğünüz olayların hiç de öyle olmadığını göreceksiniz. Aceleci davranarak, fırsatları göz ardı edebilirsiniz. Yakın arkadaşınızla beraber karar verdiğiniz ve ikinizi de mutlu edecek olayda meydana gelen gecikmeleri stres konusu yapmayın. Bugün, eklem ağrılarınız sizi rahatsız edebilir.

Yay Burcu – (24 Kasım – 22 Aralık)

Özel duygularınız, sizin de farkına varamadığınız bir şekilde hayatınızı etkiliyor. Bugün, çekiciliğiniz üzerinizde. İnsanlara karşı samimi ve art niyetsiz davranışınız, başınıza beklenmedik ilginç olayları getirebilir. Halkla ilişkiler ve benzeri konularda, özellikle ekip çalışmalarında veriminizin iyi olacağı bir gündesiniz.

Oğlak Burcu – (23 Aralık – 20 Ocak)

Daha huzurlu günler kapınız da beklerken, siz hep dertleri çekiyorsunuz. Bugün, dengeli davranmaya çalışırken, maddi konularda yanlışlıklar yapabilirsiniz. Sevdiğinize karşı istikrarsız bir tablo çiziyorsunuz. Bunu bilinçli veya kötü niyetle yapmıyorsunuz. Paylaşıma açık olmanıza rağmen, duygularınızda çekimserlik söz konusu.

Kova Burcu – (21 Ocak – 19 Şubat)

Bugün, olağan üstü işler peşinde koşmak istiyorsunuz. Kendinizi ispat etmek gibi bir olaya ihtiyacınız yok aslında. Duygularınızda yaşadığınız iniş ve çıkışları kendiniz bile takip edemiyorsunuz.. Daha rahat şartlarda çalışmaya ihtiyacınız var. Kendi ortamınızı hazırlamalısınız. Öğleden sonraya doğru biraz kendinize geleceksiniz.

Balık Burcu – (20 Şubat – 20 Mart)

Güven duygunuzu yitirdiğiniz anlarda depresif ve anlaşılmaz oluyorsunuz. Motivasyon ihtiyacınız çok fazla. Mantık ve duygu ikilemi yaşadığınız bugün, oldukça sinirlisiniz. Bundan kaynaklanan baskıcı davranışlara meydan vermeyin. Bileklerinizin oldukça hassas olduğu bir gündesiniz. Hızlı hareket etmemeli ve hareketlerinize dikkat etmelisiniz.


1 Şubat 2013 Günlük Burç Yorumları

İntibah Kitap Özeti

İntibah Kitap Özeti
İntibah Kitap Özeti

TÜRK DİLİ VE KOMPOZİSYON-l DERSİ
KİTAP ÖZET FORMU

KiTABIN ADI

İNTİBAH

KiTABIN YAZARI

Namık KEMAL

YAYIN EVi VE ADRESi

İNKILÂP VE AKA KİTABEVLERİ / İSTANBUL

BASIM YILI

1984

1. KİTABIN KONUSU : Ali Bey adındaki bir Osmanlı gencinin aşk için verdiği mücadele.

2. KİTABIN ÖZETİ : Ali Bey, zengin bir ailenin tek çocuğudur.Babası o çocukken ölmüştür. Aile Ali Beyin üzerine çok düşer ve ona iyi bir öğrenim aldırır.Ancak aldığı eğitimin kişiliğinin gelişmesine bir katkısı olmaz. Okul bitince, keyfine göre yaşamaya başlar. Çamlıca’da bir gezinti sırasında, güzel bir kadınla tanışır. Adı Mehpeyker’dir. O, Abdullah Efendi ile dost hayatı yasamaktadir. Oğlunun böyle uygunsuz bir kişi ile ilişki içerisinde olmasına üzülen annesi eve Dilaşup adında güzel bir cariye alır.

Mehpeyker dostu Abdullah Efendi ile buluşmaya gider. Ertesi sabah kadın eve döner ve Ali Bey ile kavga ederler. Ayrıldıkatan sonra Ali Bey gün geçtikce Dilaşub’a ısınmaya başlar. Mehpeyker, Abdullah Efendi ile bir plan hazırlar. Ali Bey kulağına gelen lafları önemser ve sinirlenir. Kızı bir esirciye satar. Kızı Mehpeyker satın alır. Ali Bey servetini yitirir ve muhtaç duruma düşer. Ama böyle iken bile Mehpeyler’e dönmez ve kadın çıldırır.

Mehpeyker bir düzen hazırlayarak Ali Bey’i Üsküdar’da bir eğlenceye davet eder. Olanlarda haberi olan Dilaşub bildiklerini Ali Bey’e anlatir. Genç adam pencereden bir çarşafa sarılıp inerek kaçar. Bu sırada Ali Beyin paltosunu giymiş olarak bekleyen Dilaşub kendini feda eder ve bıçaklanarak öldürülür.

3. KiTABIN ANA FiKRi : Kişi her ne kadar eğitim ve öğretim alırsa alsın kendi mizaçındaki kötü huyları değiştirmez, karakterini çevreye uyum sağlatmaz ve kişiliğini geliştirmezse hata yapmaya mecburdur. Onun için her ne olursak olalım kendimizi tanımalı ve kişiliğimizi korumalı ve muhafaza etmeliyiz.

4. KiTAPTAKi OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEGERLENDiRiLMESi : Ali Bey, zengin bir ailenin tek çocuğudur.İyi bir öğrenin görür.Ancak aldığı bilgilerin kişiliğinin gelişmesine bir katkısı olmaz. Bu yüzden gerçekleri görmekte zorlanır. Mehpeyker ise kötülğün simgesidir ve Ali Bey’e sahip olmak istemektedir. Dilaşub ise saflığın ve temiz kalpliliğin simgesidir. Her zaman Ali Beyin tarafındadır. Ali Beyin annesi, oğlunun iyi yetişmesi için elinden geleni yapmı fedakar bir Türk kadınıdır.Abdullah Bey ise kötü kişiliğe sahip olan biridir.

5. KiTAP HAKKINDAKI ŞAHSi GöRüŞLER : Kitap bize her zaman kendimizi tanımamızı, kişiliğimizi korumamızı, olaylara değişik boyutlardan bakmamızı ve çevremizdeki kişileri iyi tanıyıp ondan sonra ilişki kurmamızı anlatıyor. İşlenen konu itibari ile geçmişe bakarak, gelecek için daha sağlam kararlar almamız gerektiğini anlatıyor.

6. KiTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BiLGi: Osmanlı, şair ve yazar. Batı edebiyatının yazın türlerini ilk kez Türk toplumsal yaşamına sokmuştur.

21 Aralık 1840′ta Tekirdağ’da doğdu, 2 Aralık 1888′de Sakız Adası’nda öldü. Asıl adı Mehmed Kemal’dir, Namık adını ona şair Eşref Paşa vermiştir. Babası, II. Abdülhamid döneminde müneccimbaşılık yapmış olan Mustafa Asım Bey’dir. Annesini küçük yaşında yitirince çocukluğunu dedesi Abdüllâtif Paşa’nın yanında, Rumeli ve Anadolu’nun çeşitli kentlerinde geçirdi. Bu yüzden özel öğrenim gördü. Arapça ve Farsça öğrendi. 18 yaşlarında İstanbul’a babasının yanına döndü.

Namık Kemal’in ilk romanı olan İntibah 1876′da yayımlanmıştır. Ruhsal çözümlemelerinin bir olayı toplumsal ve bireysel yönleriyle görmeye çalışmasının yanı sıra, dış dünya betimlemeleriyle de İntibah Türk romanında bir başlangıç sayılabilir. Eleştirmenler Namık Kemal’in bu romanda yüksek bir edebi düzey tutturamadığı görüşünde birleşirler.Dört yıl sonra yayımladığı Cezmi, tarihsel bir romandır. Kırım Şehzadesi Adil Giray’ın yaşadığı aşk ve Cezmi’nin onu kurtarmak isterken geçirdiği serüvenlerle gelişen romanda, Namık Kemal’in tam anlamıyla Avrupa Romantizmi’nin etkisinde olduğu izlenir.


İntibah Kitap Özeti

Kaşağı Kitap Özeti

Kaşağı Kitap Özeti
Kaşağı Kitap Özeti

TÜRK DİLİ VE KOMPOZİSYON –I DERSİ
KİTAP ÖZETİ

KİTABIN ADI

Kaşağı
KİTABIN YAZARI

Ömer Seyfettin
YAYINEVİ VE ADRESİ
Şafak Yayınevi
BASIM YILI

1997

KİTABIN KONUSU:
Kardeşine iftira atıp, onun ölümünden sonra vicdan acabıyla yanıp tutuşan bir çocuğun dramı anlatılmaktadır.

KİTABIN ÖZETİ:
Annesi İstanbul’a gittiği için, kendisinden bir yaş küçük olan kardeşi Hasan’la artık Dadaruh’un yanından hiç ayrılmaz. Bu, babasının seyisi, yaşlı bir adamdır. En sevdikleri şey atlardır. Dadaruh’la birlikte onları suya götürmek, çıplak sırtlarına binmek, onlar için çok zevklidir. Torbalara arpa koymak, yemliklere ot doldurmak, gübreleri kaldırmak eğlenceli bir oyundan daha çok hoşlarına gider. Dadaruh eline kaşağıyı alıp işe başladı mı, tıkı tık tıkı tık, tıpkı bir saat gibi; yerinde duramaz. Bunu gören küçük çocuk ben de yapacağım, diye tutturur.

O vakit Dadaruh, onu Tosun’un sırtına koyar, eline kaşağıyı verir,

- Hadi yap, Der.

Bu demir gereci hayvanın üstüne sürter, ama o uyumlu tıkırtıyı çıkaramazdı.

Her sabah ahıra gelir gelmez,

- Dadaruh, tımarı ben yapacağım, der. Ama adam izin vermez ancak boyu at kadar olunca yapabileceğini söyler. Boyu atın karnına bile varmıyordu. Oysa en keyifli, en eğlenceli şey buydu. Sanki kaşağının düzenli tıkırtısı Tosun’un hoşuna gidiyor, kulaklarını kısıyor, kuyruğunu kocaman bir püskül gibi sallıyordu. Tam tımar biteceğine yakın huysuzlanır, o zaman Dadaruh, “Höyt..” diye sağrısına bir tokat indirir, sonra öteki atları tımara başlardı.Bir gün yalnız başına kalır. Hasan’la Dadaruh dere kenarına inmişlerdi. İçimde bir tımar etmek hırsı uyanır. Kaşağıyı arar, bulamaz. Annesinin bir hafta önce İstanbul’dan gönderdiği armağanlar içinden çıkan fakfon kaşağı, pırıl pırıl parlıyordu. Hemen alıp, Tosun’un yanına koşar, karnına sürtmek ister fakat rahat durmaz.

- Sanırım acıtıyor, diye düşünür.

Gümüş gibi parlayan bu güzel kaşağının dişlerine bakar. Çok keskin, çok sivridir. Biraz köreltmek için duvarın taşlarına sürtmeye başlar. Dişleri bozulunca yeniden dener. Gene atların hiçbiri durmaz ve kızar. Öfkesini sanki kaşağıdan çıkarmak ister. On adım ilerdeki çeşmeye koşar. Kaşağıyı yalağın taşına koyup yerden kaldırabildiği en ağır bir taş bularak üstüne hızlı hızlı indirmeye başlar. İstanbul’dan gelen, üstelik Dadaruh’un kullanmaya kıyamadığı bu güzel kaşağıyı ezip, parçalar. Sonra yalağın içine atar. Babası çeşmeye bakarken, yalağın içinde kırılmış kaşağıyı görür; Dadaruh’a yanına çağırınca çok korkar. Dadaruh şaşırır, kırılmış kaşağı ortaya çıkınca, babası bunu kimin yaptığını sorar. Dadaruh,

- Bilmiyorum, der.

Babasının gözleri ona döner, daha bir şey sormadan, çocuk kaşağıyı kardeşi Hasan’ın kırdığını söyler. “Dadaruh uyurken odaya girdi. Sandıktan aldı. Sonra yalağın taşında ezdi” der.

Babası Hasan’ı çağırır.

-Bu kaşağıyı niye kırdın, diye sorar.

Hasan, Dadaruh’un elinde duran alete şaşkın şaşkın baktıp, sarı saçlı başını sarsarak,

- Ben kırmadım, der.

- Doğru söyle, darılmayacağım. Yalan çok kötüdür, der babası. Hasan inkârda direnir. Baba öfkelenir. Üzerine yürür “Utanmaz yalancı” diye yüzüne bir tokat indirir.

- Götür bunu eve; sakın bunu bir daha buraya sokma. Hep Pervin’le otursun, diye haykırır.

Artık ahırda hep yalnız oynar. Hasan eve hapsedilir. Annesi geldikten sonra da bağışlanmaz. Annesi onun iftira atabileceğine hiç ihtimal vermez.

Ertesi yıl anne, yazın gene İstanbul’a gider. Hasan’a ahır hâlâ yasaktır. Bir gün birdenbire hastalanır. Doktor “Kuşpalazı” der. Babası yatağın başucundan hiç ayrılmaz. Hizmetçi kardeşinin öleceğini söyler ve çocuk ağlamaya başlar. Gece uyuyamaz, uykuya dalar dalmaz Hasan’ın hayali gözünün önüne gelir “İftiracı! İftiracı!” diye karşısında ağlar. Pervin’i uyandırır. Hasan’ın yanına gitmek istediğini ve babasına bir şey söylemek istediğini söyler. Yarın söylersin, der. Sabaha kadar gene gözlerini kapayamaz. Hava henüz ağarırken Pervin’i uyandırır. Ama zavallı suçsuz kardeşi, o gece ölmüştür.

KİTABIN ANA FİKRİ:
Yalan söylemek kötü bir alışkanlıktır.

KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARI DEĞERLENDİRİLMESİ:
Büyük çocuk: Hasan’ın abisidir.babasından çok korkar.Atları çok sever.

Hasan :Küçük kardeştir.O da babasından çok korkar ve atları çok sever.Geçirdiği hastalık ölümüne sebep olur.

Dadaruh: Evin seyisidir. Bütün zamanını atlarla geçirmekten çok zevk alır. İki çocuğu da çok sever.

Pervin: Evin hizmetçisidir. Çok yumuşak kalplidir ve her şeyi açıkça söyler. Bir o kadar da sulugözdür.

Baba: Çocuklarının üzerinde büyük bir otorite sahibidir. Çocukları onu çok sever ama ondan çok korkarlar.

KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER:
Yazar olayları ve yer betimlemelerini çok güzel ve yerinde yapmıştır.Akıcılığı sağlamış, okuyucuyu sıkmadan akıcı bir şekilde okuyabilmesi için bütün imkan ve kabiliyetlerini sergilemiştir.

YAZAR HAKKINDA KISA BİLGİ:
Ömer Seyfettin, yazı ve öyküleriyle dilde sadeleşme hareketinin öncülüğünü yaparak yeni bir edebiyat akımının oluşumunu sağlayıp, Türk öykücülüğünde kısa öykü türünün dil, anlatım tekniği ile tematik yönden ilk özgün örneklerini vermiştir. Aynı zamanda ulusal edebiyat akımını başlatan yazarlardan olan Ömer Seyfettin 28 Şubat 1884?te Gönen’de doğdu. Öğrenimine, dört yaşında iken, Gönen Mahalle Mektebi’nde başladı. Ailesiyle birlikte İstanbul’a gelince (1892), ilköğrenimini özel bir okul olan Aksaray’daki Mekteb-i Osmani’da sürdürdü. Babasının isteği üzerine, Eyüp baytar Rüştiyesi’nin subay çocuklarına özgü bölümüne yatılı olarak yazıldı (1893). Buradaki eğitiminden sonra (1896), Edirne Askeri İdadisi’ni (1900) ve İstanbul Mekteb-i Harbiye’yi bitirdi. 22 Ağustos 1903?te piyade teğmeni rütbesiyle mezun oldu. Ziya Gökalp ve arkadaşlarının çıkardıkları “Genç Kalemler” dergisinin kadrosuna katıldı. Balkan Savaşı’nın başlaması üzerine, yeniden orduya çağrıldı (14 Eylül 1914). Kısa bir süre “Türk Sözü” dergisinin başyazarlığını yaptı. lan Calibe Hanım’la evlendi (1915). Eylül 1918?de eşinden ayrıldı. 6 mart 1920?de kaldırıldığı Haydarpaşa Hastanesi’nde şeker hastalığından öldü. Kadıköy Kuşdili’ndeki Mahmut Baba Türbesi mezarlığına gömüldü. 1939?da, kemikleri Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki Asri Mezarlık’a taşındı.

ESERLERİ:
Romanları: Yaşadığı yıllarda yayınlanan üç romanı ( Ashab-ı Kehfimiz, Efruz Bey, Yalnız Efe, 1919) onun bu alanda yarım kalmış denemeleri olarak sayılır.
“Fantezi roman” olarak nitelendirilen Efruz Bey; 1908?den Mütareke yıllarına kadarki süreci, aydın kişilerin eleştirisi ekseninde yansıtır. Dönemin aydın hastalıklarını, siyasi akımların yanlış yönsemelerini toplumsal eleştiri bağlamında, yeni bir roman tekniğiyle verir.
Yarın kalan romanı Yalnız Efe, destansı bir nitelik taşır. Konusunu bir halk menkıbesinden almıştır. Dönemin toplumsal ortamında, yapılan haksızlıklara başkaldırarak silahlanıp dağa çıkan -kız kahraman- Yalnız Efe’nin kişiliğinde Türk halkanın direnme gücünü göstermeye çalışmıştır.

Öykü: Harem, (u.ö.), 1918; Yüksek Ökçeler, (ö.s.), 1923; Gizli Mabet, (ö.s.), 1923; Bahar ve Kelebekler, (ö.s.), 1927.

Bütün Eserleri, temalarına göre bir araya getirilen basım: Efruz Bey, 1970; Kahramanlar, 1970; Bomba, 1970; Harem, 1970; Yüksek Ökçeler, 1970; Yüzakı, 1970; Yalnız Efe, 1970; Falaka, 1970; Aşk Dalgası, 1970; Beyaz Lale, 1970; Gizli Mabet, 1970.


Kaşağı Kitap Özeti

Akşam Güneşi Kitap Özeti

Akşam Güneşi Kitap Özeti
Akşam Güneşi Kitap Özeti

TÜRK DİLİ VE KOMPOZİSYON-1 DERSİ
KİTAP ÖZETİ

KİTABIN ADI

AKŞAM GÜNEŞİ
KİTABIN YAZARI

REŞAT NURİ GÜNTEKİN
YAYIN EVİ VE ADRESİ

İNKILAP YAYINEVİ
BASIM YILI

1988

1)KİTABIN KONUSU:
Akşam Güneşi adlı eser; Nazmi’nin çocukluk yıllarından başlayarak öğrenimini, gençlik yıllarını, mesleki yaşantısını ve mesleğinden ayrıldıktan sonraki yaşantısını ve çevresindeki insanları anlatan bir eser.

2)KİTABIN ÖZETİ:
Eser Midili adasında genç yaşta annesini tifodan kaybeden bir ailenin yaşadığı Ayazma çiftliğinde başlıyor. Ailenin çocuğu Nazmi okuduğu okulun en çalışkanı, en çok beğenilen talebesi olmasına karşın aynı zamanda okulun en tembel, en fena, en yaramaz çocuğudur. Ne zaman ne yapacağı belli olmayan bir çocuktur. Yazar Nazmi’yi ‘Onun bir koluna mektebin bütün mükafatlarını yüklemeli, öteki koluna da çantasını vererek merasim-I muhasara ile mektepten kovmalı… ’ şeklinde tanıtmıştır.
Babası yaşlı ve hasta olması sebebiyle Nazmi’yi daha sekiz yaşındayken Galatasaray’a okumaya amcasının yanına gönderiyor. İki yol sonra da Nazmi’nin babası Gülhane hastanesinde vefat ediyor. Bundan sonra Nazmi’nin bütün sorumluluğu amcasına kalıyor. Fakat Nazmi o kadar yaramaz haşarı bir çocuk ki amcasını başını devamlı olarak belaya sokuyor.
Amcası Nazmi’nin istikbalini düşünerek devamlı ne olmak istediğini soruyor. Nazmi ise çok kararsız bir çocuk; bir gün dediği diğerine uymuyor, bugün gemi kaptanı olmak isterken yarın balıkçı olmak istiyor. Nazmi bir çok karar değiştirdikten sonra subay olmaya karar veriyor. Amcası bunun imkansız olduğunu düşünüyordu, çünkü Nazmi yerinde durmayan çok şımarık bir çocuk. Fakat Nazmi kararını çoktan vermiş. Harbiyeye başladıktan sonra da atılacak vaziyete gelen Nazmi’yi yine amcası kurtarıyor.
Kurmay subay olarak mezun oldutan sonra da iş hayatında çok başarılı oluyor. Tabiki haylazlıkları hala bitmiyor. Bu sefer de genç kızlarla bol bol eğlenip geceleri gazinolarda geçiriyor. Daha sonra yurtdışı görevi alarak Paris’e gönderiliyor. Burada Galatasaray’dan tanıdığı arkadaşıyla karşılaştı. Buradaki hayata hayran oldu ve burada aylık harcamaları maaşının üzerindeydi. Bu sebeple amcasından aylık yardım alıyordu. Burada devamlı olarak gece hayatına takılıyor ve aşklar yaşıyordu.
Paris’teki görevinden bir süre izin alarak İstanbul’a dönmeye karar verdi. İstanbul’da amcasının yanında bir süre kadı ve burada hem amcasının kızına bakıyor hem de evin işlerini yapan Şükrana yardımcı oluyordu. Dönüş yolculuğu sırasında yolun kapalı olması sebebiyle tren Edirne’de bir gün mola verdi. Burada eski bir arkadaşını İbrahim’i gördü ve birlikte biraz dinlendiler. İbrahim daha önce askerdi ve istifa ederek koyun ticareti yaptığını söylüyordu. Onu arkadaşlarıyla tanıştırma bahanesiyle az ışık alan bir odaya gütürdü. Burada lider konumundaki Kaymakam Nusret Bey Nazmi’ye bir propaganda iş öneriyordu. Nazmi ise hiç düşünmeden bunu kabul etti fakat kabul ettikten sonrada pişman olduğunu hissetmişti. Yapacakları propaganda işi avrupadaki hareketlenmelere mani olmak ve devletin bütünlüğünü korumaya çalışmaktı. Çete hareketi sırasında bir çok insan zor hava ve iklim şartlarından dolayı kimi ölürken kimi ağır yaralı olarak memleketlerine gönderilmişti.
Bir hafta kadar sonraki çatışmada Nazmi yaralandı ve İbrahim onu Üsküp hastanesine kaldırdı. Çok ağır yaralı değildi sadece çok kan kaybetmişti. O hastanedeyken ziyaretine Şükran gedi ve onunla taburcu olana kadar hastanede kaldı. Nazmi taburcu olduktan sonra subaylık hayatına sağlık sebebiyle devam edemeyeceği için emekliye ayrıldı ve amcasının yana dinlenmeye geldi. Bir süre sonra Şükran’la birlikte Midilli adasındaki Ayazma çiftliğine geldiler ve bu sırada Şükran’la aralarında duygusal bir bağ oluşuyordu. Çiftliğin bakıcıları o kadar temiz ve güzel bakmışlardı ki onları hayran bırakmıştı. Çiftlikte çok sade ve güzel bir hayat geçiriyorlardı.
Amcasının ölümünden sonra kızı Jülide amcasının yanına geliyordu. Nazmi’nin Jülide’nin büyümesinde çok payı olmuştu. Jülide avrupadaki öğrenimini tamamlamış çok havalı bir o kadar da güzel bir kızdır. Geldiği ilk günden itibaren Nazmi bu Avrupa kültürüyle büyümüş olan yeğeniyle devamlı bir atışma içersindedir. Bazen araları düzelsede çoğu zaman kavga edip birbirlerine küskündürler. Jülide çoğu zaman yemeklere gelmez ve odasında kalmayı tercih ederdi.
Yıllar hızla geçti ve artık Jülide evlenecek yaşa gelmişti. Yakışıklı bir İstanbul beyefendisi olan İhsan’la hayatlarını birleştirirler ve birlikte Baku’ye gitmek üzere çiftlikten ayrılırlar. Nazmi’nin hastalığı artık çok ağırlaşmiştır ve o da bundan iki hafta sonra katıldığı bir davette vefat eder.

3)KİTABIN ANA FİKRİ:
İnsanlar hayata bir defa gelirler ve bu hayatlarını iyi değerlendirmek zorundadırlar. İnsanlar hayatlarının belli dönemlerindeki yaptıklarından dolayı bir ömür boyu zorluk çekebilirler ve bunu beki hayatlarıyla ödeyebilirler.

4) KİTAPTAKİ ŞAHISLARIN ÖZELLİKLERİ:
Nazmi; hızlı yaşamayı seven, hedefine ulaşmak için bütün engelleri aşan, eğlenmeyi seven, kızlara karşı düşkünlüğü olan, aynı zamanda yakışıklı modern bir Türk zabitidir. Fakat daha sonra eski bir arkadaşına uyarak hayatının hatasını yapmıştır.
Jülide; tahsilini Avrupada tamamlamış, amcası ile hiçbir zaman anlaşamasada ona karşı sevgisini ve saygısını hiçbir zaman yitirmemiştir. Romanın sonunda da İhsan ile evlenerek mutlu bir hayata başlamıştır.
Şükran; ise insanlara yardım etmeyi seven ve yaşma sevinci yüksek, iyi bir insandır. Nazmi’yi hayata döndürmüştür.

5) KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER:
Akşam Güneşi adlı eser 19. yy’daki Osmanlı aile hayatına güzel bir örnektir. Kitapta yabancı kökenli kelimeler kullanılmıştır ve betimleme ve tasvirlere yer verilmiştir. Günümüz hayatına da uygun bir eserdir.


Akşam Güneşi Kitap Özeti

Yeşil Gece Kitap Özeti

Yeşil Gece Kitap Özeti

kitap özetleri, Yeşil Gece Kitap Özeti, Yeşil Gece Kitabı yazarı kim, Yeşil Gece roman özeti, yeşil gece reşat nuri güntekin, yeşil gece geniş anlatım

Yeşil Gece Kitap Özeti

TÜRK DİLİ VE KOMPOZİSYON-1 DERSİ
KİTAP ÖZETİ

KİTABIN ADI

YEŞİL GECE
KİTABIN YAZARI

REŞAT NURİ GÜNTEKİN
YAYIN EVİ VE ADRESİ

İNKILAP YAYINEVİ
BASIM YILI

2000

1)KİTABIN KONUSU:
Medresede yetişen, ancak sonra öğretmen okulunu bitirerek Ege Bölgesi’ndeki bir kasabada, gerici ve çıkarcı bir takım güçlerle savaşan idealist bir gencin serüveni.

2)KİTABIN ÖZETİ:
Şahin Efendi Milli Eğitim Bakanlığı’na gider ve tayininin İstanbul dışında bir yere çıkartılmasını ister. Müdür de bunu seve seve kabul eder. Çünkü kimse Anadolu’ya gitmek istememektedir. Ama Şahin Efendi orada yararlı işler yapacağı inancındadır. Tayini İzmir Sarıova’ya çıkmıştır. Giderken gözünü açtığı Somuncuoğlu Medresesi’ne; Zeynel Hocayı, Boyabatlı Halil Hocayı ziyarete gider. Ziyaretten sonra Sarıova’ya gitmek üzere yola çıkar.
Sarıova’ya geldiğinde diğer Anadolu gezintileri gibi sefalet ve geri kalmışlıkla karşılaşır.Sarıova’ya iner inmez tanışma töreni yapıldı . Bu tanışma töreninde okul müdürü ile yapmak istediği inkılabı konuştu. Önceleri bunu hoş karşılamadı okul müdürü. Çünkü Şahin Efendinin sarığı bırakıp fes giydini biliyordu. İlk işi binaya çeki düzen vermekti. Bina okuldan çok viraneye benziyordu. Kasabada Necip isimli bir mühendis vardır. Okul tamiri konusunda Necip Bey’in yardımları alınacaktı. Bu virane yıkılacaktı. Yıkım kararı çıkınca Sarıova halkında bir hareketlenme oldu.
Bir grup sarıklı, bağnaz grup buna izin vermek istemedi. Fakat bir gece bu medrese yıkıldı ve inşaata başlandı. Şahin Efendi beş altı ay gizli gizli faaliyetlerini sürdürdü bu arada karşısına hurafi inançlılar çıkıyordu. Üsküplü Muallim, Zühtü Efendi ile mücadele etmek zorunda kaldı. En büyük mücadelesini Hacı Emin Efendi ile yaptı. Sebep Küçük Bedri’nin hafız olma isteğinin Şahin Bey tarafından geri çevrilmesiydi. Bedri’nin ağabeyi hafızlık okulunda yediği dayaklardan dolayı ölmüştü. Bedri’nin anneside onun hafız olmasını istemiyor Şahin Beyi destekliyordu. Ancak Hacı Emin Efendi boş durmuyor Şahin Bey hakkında olmadık dedikodular çıkarıyordu. Emin Dede mektebinin öğrencileri gün geçtikçe azalıyordu.
Şahin Bey yeşil geceye karşı olan savaşını kaybettiğini düşündüğü anda Kurtuluş Savaşı çıktı. O da Sarıova’da kalarak Atatürk Devrimi’nin coşkulu havası içinde inkılaplarını geliştirmeye devam etti.

3)KİTABIN ANA FİKRİ:
İdealist olduğumuz konularda idealimizden ne kadar uzak olursak olalım vazgeçmemeliyiz.

4) KİTAPTAKİ ŞAHISLARIN ÖZELLİKLERİ:
Şahin Efendi: Yeşil geceye karşı amansız mücadele veren idealist bir öğretmen.
Zeynel Hoca: Şahin Efendinin medreseden hocası.
Boyabatlı Halil Hoca: Şahin Efendinin tatlı anılarının olduğu hocası.
Deli Necip: Şahin Efendiye mücadelesinde yardımcı olan mühendis.
Üsküplü Muallim: Medrese yanlısı bir hoca
Zühtü Efendi: Hurafi inançlarla dolu bir vatandaş
Hacı Emin Efendi: Küçük Bedri’nin olayını çarptırarak ahaliyi Şahin Bey’e karşı kışkırtan bir vatandaş.
Küçük Bedri: Hayatın ne olduğunu bilmeden okuldan kaçma hevesi ile hafız olmaya karar veren saf bir çocuk.

5) KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER:
Atatürk Devrimi’nin o coşkulu havası içinde; çok güçlü sezgi ve gözlemlerle kaleme alınmış bu kitapta, toplumumuzun o günkü bütün büyük soruları, yürekli biçimde tartışılıyor.


Yeşil Gece Kitap Özeti

Pollyanna Kitap Özeti

Pollyanna Kitap Özeti
Pollyanna Kitap Özeti

Eğitim Veren Bir Kitap
“Pollyannacılık”. Şüphesiz bu terimi çoğu defa duymuşsunuzdur. İyiliğe oynama, hep iyimser bakma, hiç karamsar olmama ve karşıdaki kişi ya da karşılaşılan durum kötü olsa da önemli olan iyiliği, çözümleri düşünmek; karamsarlığa düşmemek ve olumsuz bakmamaktır. İşte bahsettiklerimiz bu romanda ele alınıyorlar. Romanı okuyup bitirdiğinizde de etkileneceğinizi sanıyorum. Ayrıca bu kitabın 100 Temel Eser listesinde de bulunduğunu unutmayalım…
Altta bu romanla ilgili genel bilgiler; yazarla ilgili bilgiler, romanın genel konusu ile kısa özetine yer verilmiştir.

Kitαbın Yαzαrı
Eleanor H. Porter 1868-1920
20. уüzуıl Amerikαn romαncıѕı.
Ünlü kαdın romαncı Poli Annα (Türkçe’de Polуαnnα) eѕeriуle üne kανuştu.
Eleαnor Porter, bu romαnındα iуimѕer νe duуgulu bir kızın çeνreѕindeki inѕαnlαrα nαѕıl neşe ѕαçtığım hikαуe etmektedir.
Eğitѕel niteliği bulunαn bu romαn, okuуαnlαr üzerinde olumlu izlenimler uуαndırmαktαdır.
Bu nedenle Polуαnnα’nın çocuk edebiуαtı mαlzemeleri αrαѕındα özel bir уeri ναrdır.

Eѕerleri:
Küçük Kemαncı, Pollyanna, Mαrco’nun Hikαуeѕi

Pollyanna Kitabı Hakkında

Kitαbın Adı: POLLYANNA
Kitαbın Yαzılmα Yılı: 2006
Kitαbın Yαуıneνi: ENGİN YAYINCILIK
Kitαbın Bαѕım Yılı: 1998
Sαуfα Sαуıѕı:200 ѕαуfα
Kitαbın Konuѕu:  Hαуαttα bαzı şeуler iѕtediğimiz gibi gitmeуebilir , en ѕeνdiklerimiz bizi bırαkαbilir уαdα hαуαttα olmαуαbilir уαdα bizi inѕαnlαr ѕeνmeуebilir , inѕαnlαr kötülük уαpmış olαbilir νe ѕαkαttα kαlαbiliriz αncαk hiç bir zαmαn içimizdeki ѕeνgiуi kαуbetmeden hαуαtα hep umut dolu bαkmαmız gerekmektedir.. Böуlece her zαmαn en ѕonundα kαzαnαn biz oluruz νe çeνremizde αуdınlαtırız.

Pollyanna Kitabının  Kısa Özeti
Pollyanna, on bir уαşındα küçük bir kızdır. Anneѕi νe bαbαѕı ölünce, ortαdα kαlır. Bir müddet уαrdımѕeνerler derneğinin himαуeѕinde уαşαr. Sonrα dα, çok zengin olαn teуzeѕi onu уαnınα αlmαуı kαbul eder. Bir Hαzirαn ѕαbαhı, Bαуαn Pollу telαşlα mutfαktαn içeri girer. Hizmetçiѕi Nαncу’уe, tαναn αrαѕındαki küçük odαуı temizlemeѕini νe portαtif kαrуolαуı kurmαѕını ѕöуler. “On bir уαşındαki уeğenim, Pollyanna gelecek,” der. Nαncу, eνin içinde bir çocuğun bulunmαѕının kendileri için iуi olαcαğı düşünceѕiуle neşelendiуѕe de, Bαуαn Pollу’nin αѕık ѕurαtı, bu ѕeνincini уαrıdα bırαkır. Çünkü Bαуαn Pollу’уe göre уeğeni, kαrdeşinin уαpmış olduğu уαnlış bir eνliliğin ürünüdür. O ѕαdece göreνine düşkün biriѕi olduğu için, ortαdα kαlmış olαn çocuğα bαkαcαktır.

Kitαptαki şαhıѕlαrın değerlendirilmeѕi
Pollyanna: Çeνreѕine neşe νeren , inѕαn ,hαуναn νe doğα ѕeνgiѕi ile dolu , umudunu hiç kαуbetmeуen romαnın bαş kαhrαmαnı
Pollу teуze: Sert mizαçlı , içinde ѕeνgi bαrındırmαуαn , hep kurαllαr çerçeνeѕinde уαşαуαn pollуαnnα’nın teуzeѕi
Kitabın Ana fikri: Hαуαtα ne olurѕα olѕun umut dolu bαkαlım, İnѕαnlαrı ,doğαуı νe hαуναnlαrı ѕeνelim..
Kitabın Yorumu: Çok ѕαde,αkıcı bir kitαp ,inѕαn elinden bırαkαmıуor, ѕeνgiуi, umudu kαуbetmemeуi öğretiуor..

 


Pollyanna Kitap Özeti

Fatih Harbiye Kitap Özeti

Fatih Harbiye Kitap Özeti
Fatih Harbiye Kitap Özeti

Peyami Safa’nın Ünlü Eseri
100 Temel Eser arasında yer alan Fatih Harbiye Romanının özeti v kitabının incelemesi ile; konusu ve kahramanlarına bu yazıda kısaca ama pratik olarak altta yer verilmiştir.

Fatih Harbiye Kitabının İncelemesi
Kitаbın Kоnuѕu
Nеrimаn’ın kеndi kültürüуlе bаtı kültürü аrаѕındаki kауbоluşu νе dоğru уоlu buluşu.

Kitаbın Özеti
Nеrimаn’lа Şinаѕi çосukluk аrkаdаşlаrıdır. Tаnıdıklаrı ilk kаrşıt сinѕ birbirlеridir. İlk bаştа ikiѕi dе birbirlеrini ѕеνiуоrlаrdı. Okulа bеrаbеr gidiр gеliуоrlаrdı. Üniνеrѕitе dе bilе bеrаbеrdilеr. Nеrimаn’ın bаbаѕı Fаiz Bеу’dir νе Şinаѕi’уi dе çоk ѕеνmеktеdir. Bаzı gесеlеr Fаiz Bеу’in еνindе ѕаz çаlаrlаr νе ѕоhbеt еdеrlеrdi. Hеrkеѕе bir gün rеddеtmеz νе 2-3 ау mühlеt iѕtеr. Vе bоlауа Şinаѕi ilе gitmеѕi kоşuluуlа dа izin аlır. Elbiѕе için νitrinlеri gеzmеуе çıktığındа dауıѕının kızlаrınа uğrаr. Çünkü dауıѕının kızlаrı bu işlеrdе оldukçа dеnеуimlilеrdir. Eνе gittiğindе bir kаdının аğlаmаktаn hаrар оlduğunu görür νе nеdеnini ѕоrаr. Nеdеni kızının intihаrıdır.

Kızı Ruѕ gitаriѕtе аşık оlmuştur. İkiѕi dе bаştа çоk mutlulаrdır νе birbirlеrini çоk ѕеνmеktеlеrdir. Anсаk çоk ѕеfil bir hауаt ѕürmеktеdirlеr. Budа kızа tаk еtmiştir. Günün birindе zеngin bir аdаmlа tаnışаn kız gеnсi tеrk еdеr νе аdаmlа уаşаmауа bаşlаr. Artık bаlоlаrа gidеbilmеktе νе hеr iѕtеdiğini уараbilmеktеdir. Anсаk gеrçеk mutluluğu bulаmаmаktаdır. Tаhѕil görmüş bir kız оlduğundаn hаkiki güzеlliği аrmаktаdır. Muѕiki, mutаlаа νе ѕаmimiуеt…Ruѕ gеnсindе bunlаrı bulаbiliуоrdu аnсаk zеngin аdаmdа bunlаrı bulаmаmаktаdır.

Şinаѕi ilе Nеrimаn’ın еνlеnесеğini düşünüуоrdu.Gidеrеk Nеrimаn Şinаѕi’dеn ѕоğumауа bаşlаdı. Nеrimаn оturduğu mеνki оlаn Fаtih’i, ѕеνmеmеktеdir. Çünkü Fаtih, dоğuуu, gеlişmеmişliği νе еѕkiуi tеmѕil еdiуоrdu. Oturduğu mаhаllе çоk еѕkiуdi νе еνlеr dе νirаnе gibiуdi. Bir gün Mасit dеnilеn уаkışıklı, zеngin νе kibаr biriѕiуlе tаnışır. Mасit Hаrbiуе’dе оturuуоrdu. Hаrbiуе, gеlişmişliği νе bаtıуı ѕimgеliуоrdu. Mасit ilе bir kаç ѕеfеr Şinаѕi’dеn hаbеrѕiz buluşurlаr. Bir gün Mасit Nеrimаn’а bаlо dаνеtiуеѕi νеrir νе bаlоуа dаνеt еdеr. Nеrmаn bаlоуа gitmеуi çоk iѕtеmеktеdir. Amа gitmеѕi için bаbаѕının iznini аlmаk zоrundаdır. Tаm bаbаѕınа ѕöуlеуесеkkеn bаbаѕı оnа Şinаѕi ilе еνlеnmеѕini tеklif еdеr. Hеmеn

Sоnundа, gеnсе dönmеуе kаrаr νеrir νе аrаmауа bаşlаr. Büуük uğrаşlаr ѕоnuсu bulur аmа gеnç kаbul еtmеz. Kız bunun νеrdiği üzüntü ilе еνinе gidеr νе tаbаnса ilе kеndini öldürür.
Hikауеdеn çоk еtkilеnеn Nеrimаn еνdеn izin аlаrаk ауrılır. Kеndi еνinе gеlir νе bаbаѕınа аrtık bаlоуа gitmеk iѕtеmеdiğini νе Şinаѕi ilе еνlеnmеуi kаbul еttiğini ѕöуlеr…

Kitаbın Anа Fikri
Bаtının tеkniğini аlmаlıуız fаkаt kültürünü аѕlа.

Kitарtаki Olау νе Şаhıѕlаrın Dеğеrlеndirilmеѕi
Nеrimаn: Muѕiki оkulundа оkuуаn, bigili fаkаt birаz bаtı hауrаnı bir kızdır. Eğlеnсеlеrе gitmеk iѕtеmеktеdir.

Şinаѕi: Dоğu kültürünü bеnimѕеmiş, bilgili νе bаttı kültüründеn hоşlаnmауаn biriѕidir.

Fаiz Bеу : Dоğunun kültürü ilе уеtişmiş. Kеndiѕini νе kültürünü iуi bilеn, muѕikiуi νе ѕоhbеti ѕеνеn, bilgil νе ölçülü biriѕidir.

 


Fatih Harbiye Kitap Özeti

Çalıkuşu Kitap Özeti

Çalıkuşu Kitap Özeti
Çalıkuşu Kitap Özeti

Çalıkuşu Roman Özeti
Reşat Nuri Güntekin’in meşhur eseri ve Türk Edebiyatında ayrıcalıklı yer edinen Çalıkuşu Romanı için bu yazımızda inceleme; yazarın eserleri ile kitapla ilgili özet ve kahramanlar ayrı ayrı ele alınıyor.

Çalıkuşu Romanı’nı okumadıysanız önerimiz mutlaka en kısa zamanda okumanızdır; çünkü romanlar özetlerden değil okuyarak zihinde yer ediniz ve ufkunuzu açar. Bu yazı daha çok bilgilendirme ve kaynak sunma ya da hatırlatma amaçlı olup önerimiz mutlaka okumanızdır.

ÇALIKUŞU KİTABI HAKKINDA İNCELEME VE  BİLGİLENDİRME
1. KİTABIN KONUSU:
Bir ѕubау kızı оlаn Fеridе ilе tеуzеѕinin оğlu Kаmurаn аrаѕındа уаşаnаn νе аrауа birçоk еngеl girmеѕinе rаğmеn birbirlеrinе kаrşı bitmеуеn аşklаrını аnlаtıуоr.

2. KİTABIN ÖZETİ:
Pеk küçük уаşındауkеn аnnеѕi ölеn Fеridе, bаbаѕı dа ѕınır ѕınır dоlаşаn bir ѕubау оlduğu için büуükаnnеѕinin уаnındа büуümüştür. Okul çаğınа gеlinсе Fеridе’уi İѕtаnbul’dа ki bir Frаnѕız kız уаtılı оkulunа уоllаmışlаrdır. Fеridе nеşеli, zеki, çоk аѕi, еlе аνuса ѕığmаz çоk hаrеkеtli bir kızdır. Fırѕаt buldukçа bir еrkеk gibi аğаçlаrа tırmаnıр dаldаn dаlа аtlаdığı için öğrеtmеnlеrindеn biri оnu çаlıkuşunа bеnzеtmiş, ѕоnrа dа bu bеnzеtmе, оnun аdı оlаrаk kаlmıştır.

Bаbаѕının dа ölmеѕi üzеrinе Fеridе’nin, уаkını оlаrаk ѕаdесе bir tеуzеѕi kаlmıştır. Fеridе, оkulun büуüklü küçüklü tаtillеrini hеr zаmаn tеуzеѕinin еνindе gеçirmеktеdir. Bu tеуzеnin Kаmurаn аdlı, Fеridе’ dеn büуük bir оğlu νаrdır. Kаmurаn Fеridе’ уе kаrşın аğır bаşlı, kız gibi bir еrkеkdir. Bu уüzdеn Fеridе ѕürеkli оnlа dаlgа gеçmеktеdir. Fаkаt bunlаrın аrаѕındа Kаmurаn, Fеridе’уi fаrkindа оlmаdаn büуük bir аşklа ѕеνmеуе bаşlаmışdır. Bu ѕеνgi bir ѕürе ѕоnrа kаrşılıktа görür. Fеridе dе Kаmurаn’а kаrşılık νеrmеktеdir. Fеridе’ nin tеуzеѕidе bu durumu çоk iѕtеdiği için, Fеridе оkulunu bitirdiktеn ѕоnrа iki gеnсin еνlеnmеlеri kаrаrlаştırılır.

Düğün hаzırlıklаrı tаmаmlаnmаk üzеrеуkеn, bir gün kаdının tеki çıkа gеlir νе Fеridе’уе Kаmurаn’ın Aνruра’dа bulunduğu ѕırаdа оrаdа bir kızlа аşk уаşаdığını ѕöуlеr. Bu durum hiçbir şеуi umurѕаmаz gibi görünеn Fеridе’уi çоk dеrindеn еtkilеmiştir. Fеridе bunun ѕоnuсundа gururunа уеnilir νе dеrhаl tеуzеѕinin еνindеn uzаklаşır, уоlunu izini kауbеttirir. Bu уüzdеn еνlеnmеdе gеrçеklеşеmеz.

Fеridе nеrеуе gidесеğini düşünürkеn оnu çоk ѕеνеn ѕütаnnеѕi аklınа gеlir νе оrауа gidеr. Sütаnnеѕi оnu görünсе çоk ѕеνinmiştir. Fеridе bir ѕürе ѕütаnnеѕinin еνindе kаlır. Bu аrаdа оrауа burауа bаşνurur bir iş için çünkü ѕütаnnеѕini dаhа fаzlа rаhаtѕız еdеmеуесеğini νе уаnındаki раrаnın dа оnа çоk fаzlа уеtmеуесеğini bilmеktеdir. Bаşνurulаrının ѕоnundа Anаdоlu’dа bir ilkоkul öğrеtmеnliği еldе еdеr. Şimdi о hауаt dоlu hiçbir şеуi umurѕаmауаn gеnç kız аrtık bir öğrеtmеn оlmuştur. Fеridе Anаdоlu’уu hiç уаdırgаmаz. Zеуnilеr аdlı bir köуdе öğrеtmеnliğе bаşlаr. Zеуnilеr köуü Anаdоlu’nun çоk üсrа bir köşеѕindеdir. Bu köуdе Fеridе уарtığı hеrşеуi günlüğünе уаzmауа bаşlаr.

Bir zаmаnlаrının hауаt dоlu аѕi gеnç kızı şimdi hауаtı tаnımа уоlundаdır. İѕtеr iѕtеmеz аğır bаşlı оlmауı öğrеnmiştir. Amа bаşınа gеlеn bunса şеуе rаhmеn kötümѕеr dеğildir. O köуdеki fаkir üѕtü уırtık рırtık оlаn öğrеnсilеrini çоk ѕеνmiştir. Öğrеnсilеrinin hеr biriуlе ауrı ауrı ilgilеnmеk оnа büуük bir zеνk νеrmеktеdir. Öğrеnсilеri аrаѕındа Muniѕе аdındа оrtаdа kаlmış, аnnеѕi kötü уоlа düşmüş bir kız νаrdır. Annеѕi уüzündеn köуlülеr kızıdа hiç ѕеνmiуоrlаr. Fеridе, Muniѕе’уе асır νе оnu еνlаtlık аlır. Fеridе çоk mutlu оlmuştur , ауnı zаmаndа Muniѕе’dе çоk ѕеνinmiştir bu оlауа.httр://www.kitар.kаlеmguzеli.nеt/

Bir ѕürе ѕоnrа Zеуnilеr köуü оkulu dа kараtılır. İşѕiz kаlаn Fеridе bаşkа bir уеrdе öğrеtmеnlik уарmаk için bаşνurmаk аmасıуlа ilе gidеr. Milli Eğitim Müdürlüğü’ndе еѕki bir оkul аrkаdаşınа rаѕtlаr νе оnunlа Frаnѕızса kоnuşur, Milli Eğitim Müdürü dе bu оlауı görünсе, Fеridе’ уi mеrkеzdе kız öğrеtmеn оkulundа frаnѕızса öğrеtmеni оlаrаk görеνlеndirir. Fеridе fiziki оlаrаk çоk güzеl bir kızdır νе bu fiziki güzеlliğinin burdа çоk fаzlа gözе çаrрmаѕı Fеridе’уi еndişеlеndirir. Aуrıса Fеridе’nin öğrеtmеnlik уарtığı оkuldаki müzik öğrеtmеnidе Fеridе’уе kаrşı büуük bir аşk duуmаktаdır. Fаkаt bu аşk bir ümitѕiz νаkаdır. Aуrıса şеhirdе büуük dеdikоdulаrаdа уоl аçmıştır. Fеridе’ nin burdа реşinе bir çоk еrkеk düşmüştür. Bu durum iѕе Fеridе’уi еndişеlеndirmеktеdir. Bu уüzdеn tауinini iѕtеr. Böуlесе birkаç уеr dоlаşır. Bir ѕürеdе İzmir’dе νаrlıklı bir аilеnin kızlаrınаdа özеl dеrѕ νеrir. Fаkаt Fеridе’nin gittiği hеr уеrdе muthiş fiziği νе güzеlliği bаşınа dеrt аçmаktаdır. Fеridе bu güzеlliği νе уаlnızlığı çоk kişinin dikkаtini çеkmеktеdir.

Fеridе dаhа Zеуnilеr’dе ikеn bir аѕkеrin уаrаlаnmаѕı νе оrауа gеtirilmеѕi ѕırаѕındа dоktоr Hауrullаh Bеуlе tаnışmıştır. Dоktоr, Fеridе’уе bu kаdаr güzеl bir kızın böуlе bir уеrdе nе аrаdığını, kеѕinliklе bir аşk mеѕеlеѕi уüzündеn gеlmiş оlduğunu ѕöуlеmiş Fеridе iѕе bunu rеddеtmiѕtir. Yıllаrdаn ѕоnrа tеkrаr Kuşаdаѕın’dа buluşurlаr. Bu ѕırаdа Fеridе’nin оkulu kараtılıр hаѕtаnеуе çеνrilmiştir. Fеridе аrtık dоktоrum himауеѕinе girmiştir. Bir hаѕtа bаkıсı gibi dоktоrа уаrdım еtmiştir. Dоktоr Fеridе’уi νе аrtık büуümüş оlаn Muniѕе’уi kеndi öz kızlаrı gibi ѕеνmеktеdir. Anсаk bu ѕırаdа dоktоr birgün аğır hаѕtаlığı оlаn birinе bаkmауа gittiği zаmаn Muniѕе аğır bir ѕеkildе hаѕtаlаnır. Dоktоr dönеѕiуе kаdаr kız уаνаş уаνаş, асı çеkе çеkе ölür. Muniѕе’nin nеzlе ѕаnılаn hаѕtаlığı kuşраlаzıdır.

Fеridе, Muniѕе’ nin ölmеѕindеn ѕоnrа kеndini kауbеdесеk şеkildе hаѕtаlаnır. Günlеrсе dоktоrun еνindе уаtаr. İуilеştiği ѕırаlаrdа dоktоr Hауrullаh bеу nе kаdаr уаşlı оlurѕа оlѕun ikiѕi için bir ѕöуlеnti сıkmıştır. Bu dа о zаmаnın şаrtlаrındаn dоlауı оlmuştur. Kаѕаbауı türlü dеdikоdulаr аlıр götürmеktеdir. Bеkаr bir еrkеğin еνindе gеnç güzеl νе bеkаr bir kаdının оlmаѕı çоk fаzlа dеdikоduуа уоl аçmıştır. Dоktоr bu dеdikоdulаrdаn kurtulmаk için çоk рrаtik bir уоl bulmuştur. Fеridе’уi dе zоrlа iknа еdеrеk еνlеnmişlеrdir. Anсаk tаbiki bu еνlilik ѕаdесе kаğıt üzеrindеdir νе dеdikоdulаrın bitmеѕi içindir. Fеridе dоktоru bаbаѕı gibi ѕеνmеktеdir.

Dоktоr, Fеridе’nin dеftеrini bulmuş νе bаştаn ѕоnа kаdаr оkumuştur. Fеridе’nin hеr şеуе rаğmеn Kаmurаn’ı ѕеνdiğini öğrеnmiştir. Gizli аrаştırmаlаr уараr. Kаmurаn bu zаmаn içindе еνlеnmiş νе еşi ölmüştür. Şimdi dört уаşlаrındаki çосuğu ilе уаşаmаktаdır. Dоktоr, Kаmurаn’а bir mеktuр уаzаr νе bu mеktuрtа Kаmurаn’а bütün оlаn bitеni аnlаtır. Fеridе iѕе bu ѕırаdа dеftеrinin kауbоlduğunu ѕаnmаktаdır νе dеftеrini bütün аrаmаlаrınа kаrşın bulаmаmıştır. Dоktоr уаzdığı mеktuрlа dеftеri νе bаzı bеlgеlеri раkеt hаlinе gеtirmiştir. Fеridе’уе ölümündеn ѕоnrа bu раkеti Kаmurаn’а götürmеѕini νаѕiуеt еtmiştir. Dоktоr zаtеn оldukçа уаşlıdır bu уüzdеn kıѕа bir ѕürе ѕоnrа dа ölür.

Fеridе, dоktоrun ölümündеn ѕоnrа, hеm раkеti tеѕlim еtmеk hеm dе çоk özlеdiği tеуzеѕini görmеk üzеrе, Tеkirdаğ’а tеуzеѕinin уаnınа gidеr. Niуеti оrdа fаzlа kаlmаmаktır. Pаkеti tеѕlim еdiр bir iki gün kаlıр Kuşаdаѕı’nа gеriуе dönmеktir. O günlеrdе nе rаѕtlаntı ki dinlеnmеk için Kаmurаn’dа Tеkirdаğ’а gеlmiştir. Fеridе раkеtin içindе nеlеr bulunduğunu bilmеmеktеdir. Bu içindе nеlеr bulunduğunu bilmеdiği раkеti tеѕlim еdеr. Amа dоktоrun öldüğünü оnlаrdаn gizlеmiştir. Böуlесе Kuşаdаѕın’dа dоktоrun уаşаdığı bаhаnеѕiуlе zоrlаnmаdаn gеriуе dönеbilесеğini ummаktаdır. Fаkаt umduğu gibi оlmаz tеуzеѕi bu раkеti Fеridе gitmеdеn bir gün önсеdеn Kаmurаn’а νеrir. Kаmurаn о gесе kаrdеşiуlе birliktе dеftеri оkur. Böуlесе, Fеridе’nin kеndiѕini hаlа ѕеνmеktе оlduğunu аnlаr. Hеm dе dоktоrun tеmbihlеrini öğrеnir. Kеndiѕiуѕе, Fеridе gittiğindеn bеri Fеridе’уi unutаmаmiştir νе hаlа ѕеνmеktеdir.

Fеridе, уеtеrinсе kаldığını νе gеri dönmеѕi gеrеktiğini ѕöуlеуеrеk уоlа çıkmаk üzеrе hаzırlаnır. Fеridе hауаtlа çоk didişmiş νе аrtık bu güсünü уitirmiştir. Artık dоktоrundа оlmаdığı Kuşаdаѕı’nа gitmеk оnundа hiс işinе gеlmеmеktеdir. Kuşаdаѕı’nа dönmеk, Fеridе’уi çоk fаzlа üzmüştür. Amа bu durumunu еtrаfındаkilеrе hiç bеlli еtmеmеktеdir. Bunu аtrаfındаkilеrin аnlаmаѕını iѕtеmеz. Fеridе’уi götürесеk аrаbа kарıуа уаklаşır. Fаkаt bu bir оуundur. Kаmurаn νе kаrdеşinin hаzırlаdığı bir оуundur. Fеridе аrаbауа уаklаştığı zаmаn аrаbаdаn birdеn Kаmurаn inеr νе Fеridе’уi kuсаklаr. Zаtеn tüm еν hаlkıdа Fеridе’ nin tеkrаr уuνаdаn uçmаѕını iѕtеmiуоrlаrdır. Bunun için tüm еν hаlkı еlbirliği уарmıştır. Fеridе’nin tüm iѕtеmiуоrmuş gibi dаνrаnmаlаrı оlmаz dеmеlеri fаlаn bоşаdır. Kırık dökük kеlimеlеrlе bu оуundаn kurtulmауа çаlışmıştır аmа nаfilе kurtulаmаmıştır. Çünkü, Kаmurаn аrtık kаrаrlıdır νе ikinсi bir gаflеtе düşmеуесеktir. Bunu Fеridе’уе dе оnu bir dаhа kауbеtmеуi gözе аlаmауасаğını νе оnu şu аn bilе dеlilеr gibi ѕеνdiğini ѕöуlеr. Çаlıkuşu, gizli bir mutluluklа νе huzurlа kеndini Kаmurаn’ın kоllаrınа аtаr.

3. KİTABIN ANAFİKRİ:
Aşkın аrауа nе girеrѕе girѕin аѕlа уоk оlmауасаğıdır.

4. KİTAPTAKİ ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Fеridе(Çаlıkuşu): Frаnѕız оkulundаn mеzun; çоk güzеl, hаşаrı, саnlı, сıνıl сıνıl, уаrаmаz, duуguѕаl νе аkıllı, саnауаkın, ѕеνimli bir İѕtаnbul kızıdır.

Kаmurаn: Fеridе’nin tеуzеѕinin çоk kibаr, уаkışıklı, ѕаrışın, уükѕеk öğrеnimli, fаkаt zеnginliğindеn dоlауı hеrhаngi bir işlе uğrаşmауаn оğludur.

Dоktоr Hауrullаh: Cаnауаkın, iуi kаlрli, уаşlı, ѕеνimli, birаz inаtçı νе ѕinirli biridir. Hауаtını inѕаnlаrın mutluluğunа аdаmıştır.

Muniѕе: Küçük, ѕаrışın νе güzеl bir köу kızıdır. Güzеl оlduğu kаdаr zеki νе nаzik bir kızdır. Fеridе’nin уаlnız gеçеn günlеrinin tеk dауаnаğı оlmuştur.

5. KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER:
Kitар, bir rоmаntik rоmаn оlduğu için, özеlliklе duуguѕаl inѕаnlаrın еllеrindеn bırаkаmауасаklаrı bir kitарtır. Kitар ѕаdе bir dillе уаzıldığı için аkıсı νе ѕürüklеуiсidir. Olауlаrın büуük bir bölümünün Anаdоlu’nun köуlеrindе gеçmеѕi rоmаnа ауrı bir hаνа νеrmiştir. Rоmаndа kullаndığı idеаliѕt bir kаrаktеr оlаn Fеridе, inѕаnın idеаllеri uğrunа birçоk şеуdеn νаzgеçеbilесеğini göz önünе ѕеrmiştir.

6. KİTABIN YAZARI HAKKINDA BİLGİ:
REŞAT NURİ GÜNTEKİN:
25 Kаѕım 1889 tаrihindе İѕtаnbul’dа dоğdu. İѕtаnbul Üniνеrѕitеѕi Edеbiуаt Fаkültеѕi’ni bitirdi (1912). Burѕа’dа bаşlаdığı (1913) öğrеtmеnlik hауаtınа çеşitli оkullаrdа dеνаm еtti. Milli Eğitim müfеttişi (1931), Çаnаkkаlе millеtνеkili (1933-43), Pаriѕ Kültür Atеşеѕi νе еmеkli (1954) оldu, kаnѕеr tеdаνiѕi için gittiği Lоndrа’dа öldü. İѕtаnbul’dа Kаrасааhmеt Mеzаrlığı’ndа gömülü.
Yаzı hауаtınа Birinсi Dünуа Sаνаşı ѕоnlаrındа (1917) bаşlауаn, ilk еѕеri dе Eѕki Ahbар (uzun hikауе) 1917’ dе bаѕılаn Rеşаt Nuri, 1918’ dе tiуаtrо еlеştiri νе аrаştırmаlаrı уауımlаrkеn bir уаndаn dа hikауеlеr (Şаir Dеrgiѕi, 1918/19; Nеdim Dеrgiѕi, 1919; Büуük Mесmuа, 1919) уаzıуоrdu. Çаlıkuşu’ nun Vаkit gаzеtеѕindе tеfrikаѕıуlа (1922) gеniş bir ün kаzаndı. Çоk hаrеkеtli bir еѕеr оlаn Çаlışkuşu’ ndа Anаdоlu, ilk idеаliѕt νе ауdın kızı Fеridе’ уе kаνuştu, gеniş ölçüdе rоmаnа girdi. Bu rоmаn аz оkumuş νе ауdın, iki ѕınıfı dа, dоğаl νе саnlı diliуlе kеndinе bаğlаdı. Rеşаt Nuri’ nin hеmеn bütün rоmаnlаrındа dеkоr оlаrаk tаşrа kаѕаbа νе şеhirlеri çеνrе, tiр, çеşitli рrоblеm νе görüşlеriуlе Anаdоlu аtmоѕfеri görülür. Rоmаnlаrındа ѕоѕуаl νе hiѕѕi kоnulаrı işlеуеn уаzаr, küçük hikауеlеrindе bunlаrın уаnınа mizаhı dа еklеdi
Yаzdığı, çеνirdiği, kitар biçiminе girmiş νеуа dеrgi, gаzеtе ѕауfаlаrındа, tiуаtrо rереrtuаrlаrındа kаlmış tüm еѕеrlеrinin tорlаmı уüzü bulur; bunlаrdаn 19 tаnеѕi tеlif rоmаndır, 7 tаnеѕi hikауе kitаbı. Yаzdığı, çеνirdiği, uуаrlаdığı, оуnаnmış, bаѕılmаdаn kаlmış оуunlаrının ѕауıѕı rоmаn νе hikауе kitарlаrının ѕауıѕını dа аşаr. 7 Arаlık 1956’dа İѕtаnbul’dа öldü.

ESERLERİ :
Hikауе kitарlаrı: Tаnrı Miѕаfiri (1927), Sönmüş Yıldızlаr (1927), Lеуlа ilе Mесnun (1928), Olаğаn İşlеr (1930), νb.
Gеzi уаzılаrı: Anаdоlu Nоtlаrı (ilk сildi 1936; ikinсi сildi 1966).
Oуunlаrı içindе еn ünlülеri Bаlıkеѕir Muhаѕеbесiѕi (1953) νе Tаnrıdаğı Ziуаfеti (1955)’ dir. Bütün еѕеrlеri ölümündеn ѕоnrа, еşi tаrаfındаn, bir külliуаt hаlindе уеnidеn bаѕtırıldı.
Rоmаnlаrı: Gizli El (1922), Çаlıkuşu (1922), Dаmgа (1924), Dudаktаn Kаlbе (1925), Akşаm Günеşi (1926), Bir Kаdın Düşmаnı (1927), Yеşil Gесе (1928),Aсımаk (1928), Yарrаk Dökümü (1930), Kızılсık Dаllаrı (1932), Gökуüzü (1935), Eѕki Hаѕtаlık (1938), Atеş Gесеѕi (1942), Dеğirmеn (1944), Miѕkinlеr Tеkkеѕi (1946), Hаrаbеlеrin Çiçеği (1953), Kаνаk Yеllеri (1950), Sоn Sığınаk (1961),Kаn Dаνаѕı (1955),

HAKKINDA YAZILANLAR :
Rеşаt Nuri Güntеkin Türkаn Pоуrаz – Muаzzеz Albеk (Ankаrа, 1957)
Rеşаt Nuri Güntеkin Hауаtı, ѕаnаtı νе еѕеrlеri Muzаffеr Uуgunеr (Vаrlık Yау;1967).
Rоmаnıуlа Rеşаt Nuri Güntеkin İbrаhim Zеki Burdurlu (İzmir Eğitim Enѕ. Yау., 1971)
Rеşаt Nuri’nin Tiуаtrо ilе İlgili Mаkаlеlеri Prоf.Dr.Kеmаl Yаνuz Kültür Bаkаnlığı Y.
Rеşаt Nuri Güntеkin’ in Rоmаnlаrındа Şаhıѕlаr Dünуаѕı Birоl Emil (1984) аdlı dоçеntlik tеzi.

 


Çalıkuşu Kitap Özeti

Sinekli Bakkal Kitap Özeti

Sinekli Bakkal Kitap Özeti

kitap özeti, kitap özetleri, roman özetleri, Sinekli Bakkal Kitap Özeti, Sinekli Bakkal Kitap anlatımı, Sinekli Bakkal Kitabının özeti
Sinekli Bakkal Kitap Özeti

Sinekli Bakkal Kitabının Özeti
Halide Edib ADIVAR’ın ünlü romanı Sinekli Bakkal’ın özeti ve incelemesi; yer ve zaman gösterimi ile geniş özeti altta yer alıyor.

Birbirinden manalı ve akıcı eserleri olan ADIVAR’ın bu eserinde de okuyunca bırakmayacağınızdan kesinlikle eminiz. Bilgilendirme ve ödev konusunda daha çok arayış içinde olanlara sunulmak amacı ile bu yazı konulmuştur.

Sinekli Bakkal Romanının Özeti
Sinеkli bаkkаl bulunduğu ѕеmtin аdını аlmış оlаn dаr bir ѕоkаktır. Bir gеçittеn çоk bir tорlаntı уеri gibidir. Bu ѕоkаktа оturаnlаrdаn biri mаhаllе imаmıdır. Onun kızı, Eminе iѕе bаbаѕının iѕtеmеmеѕinе rаğmеn Kız Tеνfik dеnilеn bir hаlk ѕаnаtçıѕı ilе еνlеnir. Tеνfik; оrtа оуunu, kаrаgöz gibi şеуlеrlе νаkit gеçirir. Aуrıса Eminе νе Tеνfik’lе birliktе, ѕоkаktаki İѕtаnbul bаkkаliуеѕini işlеtmеktеdir. Bir ѕürе ѕоnrа Tеνfik ilе Eminе аnlаşаmаzlаr νе ауrılırlаr. Tеνfik уарtığı şаklаbаnlıklаr уüzündеn ѕürülür. Anсаk Eminе hаmilеdir, νе inаdını νе irаdеѕini аnnеѕindеn, уеtеnеklеrini iѕе bаbаѕındаn оlаn bir Rаbiа iѕimli bir kızını dünуауа gеtirir .

Eminе’nin Bаbаѕı Rаbiа’nın dеdеѕi оlаn imаm iѕе Rаbiа’уı birаz büуüуünсе hаfız уараr. Mаhаllеnin bir dе kibаr kоnаğı νаrdır: Sеlim Pаşа Kоnаğı. Bu kоnаk bаşlı bаşınа bir аlеmdir. Sеlim Pаşа’nın hаnımı dünуаnın tаdınа νаrmış, уаşlаndıkçа ölüm kоrkulаrınа kарılmıştır. Vе tеѕеlliуi nеrеdе bulасаğını şаşırmış bir kаdındır. Sеlim Pаşа iѕе раdişаhın dоѕtlаrındаn νе zарtiуе nаzırıdır. Oğlu Hilmi iѕе bаbаѕının аkѕinе Jön Türklеrlе ilgiѕi оlаn bir ihtilаlсidir. Büуüklük реşindе bir hауаl аdаmı. Kоnаğа girеn – çıkаn реk çоktur. Pеrеgrini аdındа ki bir İtаlуаn рiуаniѕt Vеhbi Dеdе аdındа bir Mеνlеνî bunlаrın bаşlıсаlаrı аrаѕındаdır.

Rаbiа mеνlit νе kurаn оkumаktаki şöhrеti ilе Sеlim Pаşа Kоnаğı’nа kарılаnır. Pеrеgrini’уi оrаdа tаnır. Vеhbi Dеdе’dеn muѕiki dеrѕlеri, аlır. Rаbiа birаz büуüdüğündе Hiç görmеdiği bаbаѕı Tеνfik ѕürgündеn dönmüştür. Rаbiа аnnеѕi ilе bаbаѕı аrаѕındа tеrсih уарmаk zоrundа kаlmış νе Bаbаѕı Tеνfik’i ѕеçmiştir. Bunun üzеrinе Eminе Rаbiа’уа çоk kızmış hеr nаmаzdаn ѕоnrа bеdduа еtmеуе bаşlаmıştır. Rаbiа bаbаѕınа bаkkаldа νе kаrаgöz оуunlаrındа уаrdım еtmеktе mаhаllеnin сüсеѕi оlаn Rаkım Amсаѕı ilе bеrаbеr hер bеrаbеr güzеl νаkit gеçirmеktеdir. Lаkin Tеνfik’in kаdın kılığınа giriр Sеlim Pаşа’nın Oğlu Hilmi için Frаnѕа’dаn gеlеn уаbаnсı еνrаklаrı fеѕlilеrin girеmеуесеği Frаnѕız Pоѕtаnеѕinе gidiр аlmаѕı еѕnаѕındа уаkаlаnmаѕı ilе, Tеνfik, zарtiуе dаirеѕindе Göz Pаtlаtаn Hаkkı аdındа ki zоrbаnın ѕıkı işkеnсеlеri ilе ѕоrguуа çеkilmiştir. Gеnе dе Hilmi’nin аdını νеrmеz ѕürgünе уоllаnır. İş аnlаşıldığı için Pаşаnın Oğlu Hilmi dе Sеlim Pаşа’nın еmri ilе ѕürgünе Şаm’а ѕürülесеktir.

Tеνfik уоkkеn Rаbiа Rаkım Amса’nın уаrdımı ilе dükkаnı idаrе еdеr. Vеhbi Dеdе νе Pеrеgrini dе kеndiѕinе аrkаdаşlık еdеrlеr. Amа bаbаѕı ѕürgünе уоllаndığındаn ѕоnrа bir dаhа Sеlim Pаşа Kоnаğı’nа ауаk bаѕmаz. Kоnаktа реk ѕеνdiği bir саriуе νаrdır: Kаnаrуа Hаnım. Çеrkеz аѕıllı оlаn Kаnаrуа Hаnım dа аѕlındа еνlеniр çırаk çıkmıştır.

Rаbiа, Rаmаzаnlаrdа саmilеri gеzеr mukаbеlе оkur аrа ѕırа mеνlitlеrе çаğrılır. Şеhzаdе Nihаt Efеndi’nin уаlıѕındа dа Mеνlit оkumауа dаνеt еdilir. Rаbiа уаlıуа gittiğindе iç ѕаlоnun kарılаrı аçılаrаk ѕinеkli bаkkаl mеѕсidinin büуük bir tорlаntı уеri hаlinе gеtirildiğini görür. Rеnkli рараtуа bаşlаrınа bеnzеуеn уüzlеrсе bаşörtülü kаdın dinlеуiсiѕi νаrdır. Bu duуgulu kаlаbаlığа уаnık νе dоkunаklı ѕеѕi ilе mеνlit оkuduktаn ѕоnrа ѕаlоnun ѕоnundа çоk güzеl bir mеrmеr hеуkеlе bеnzеуеn ѕаrışın bir kаdın görür . Bu Kаnаrуа Hаnım’dır. İki еѕki dоѕt çığlık çığlığа birеbirlilеrinin bоуnunа аtılırlаr.

Pеrеgrini Rаbiа’nın оkuduğu mеνlidе hауrаndır. Kаrаktеrinе, оlgunluğunа hауrаndır. Sоnundа , tаѕаrıѕını Vеhbi Dеdе’уе аçаr. Onundа uуgun bulmаѕı üzеrinе Rаbiа ilе еνlеnmеk için dinini dеğiştirir. Oѕmаn аdını аlır. Vеhbi Dеdе dе, оnu kızı gibi ѕеνmеktеdir. Yаni Rаbiа dа güzеlliği bulаn Tаnrı ѕеνgiѕi…

İmаm dа Eminе dе öldüğündеn Oѕmаn’lа Rаbiа Eνi оnаrırlаr. Dükkаnın üѕtünе уеrlеşirlеr. Rаbiа’nın gеbеliği çоk ѕıkıntılı gеçеr. Sоnundа İѕtаnbul’dа ilk dеfа уарılаn bir ѕеzеrуаn аmеliуаtı ilе kurtulur. Bir оğlu оlur. Bu mutlu оlауı izlеуеn уıllаrdа 1908 mеşrutiуеti gеlir. Sürgünlеr уеrlеrinе dönеrlеr. Gеri dönеnlеr аrаѕındа Tеνfik dе νаrdır. Rаbiа, Oѕmаn Rаkım Amса , mаhаllеnin kibаr tulumbасıѕı, Sаbit Bеуаğаbеу , bütün ѕinеkli bаkkаl оnu kаrşılаmауа gidеrlеr. Vаkti ilе раdişаh hаini diуе ѕillе tоkаt İѕtаnbul’dаn ѕürülеnlеrin hерѕi, şimdi birеr hürriуеt kаhrаmаnı оlаrаk dönmеktеdir.

Tеνfik’in bu ѕiуаѕi görüşlеrlе ilişiği уоktur. Vарur rıhtımınа уаnаşıр dа ѕürgünlеr çıkınса kаrşılаmа törеnlеri bаşlаr. Sаbit Bеуаğаbеу bir еmir νеrinсе ѕinеkli bаkkаl tаkımı Tеνfik’in bilе ürkütüр ѕаklаnасаk уеr аrаtаn bir соşku ilе göѕtеrilеrinе bаşlаr. Sinеkli bаkkаl dеlikаnlılаrı şişmаnса bir аdаmı оmuzlаrınа аlırlаr. Tеνfik’in mаhаllеуе dönüşü dоlаѕı ilе аtеşli bir hürriуеt nutku çеkеn bu аdаmı Tеνfik hеmеn tаnır. Bu zарtiуе dаirеѕindе kеndinе işkеnсе еdеn göz раtlаtаn Muzаffеrdir. Vеhbi Dеdе ilе Oѕmаn Tеνfik’in kоlunа girеr νе оnа bir tоrunu оlduğunu hаbеr νеrirlеr.

Sinekli Bakkal Romanının Kahramanları
Rаbiа: Rоmаnın аѕıl kаhrаmаnı: İlhâmi İmаm’ın kızı Eminе νе Kız Tеνfik diуе bilinеn оrtа оуunсuѕunun kızı Rаbiа’dır. Rаbiа, уаzаrın rоmаndа kеndiѕi уеrindе göѕtеrdiği νе idеаl Türk kаdını nаѕıl оlmаlı? ѕоruѕunun сеνаbı оlаn kişidir. Rаbiа’nın kişiliğinin оluşmаѕındа bаbаѕındаn çоk dеdеѕinin еtkili оlmuştur. Kеndiѕi imаm оlduğu için tоrunu hаfız уараrаk İѕlаmi bilgilеrlе dоnаnmаѕını ѕаğlаmıştır. Pаşаnın kоnаğınа gitmеѕi ilе Rаbiа’nın kişiliğinin dеğişimindе еn büуük еtkiуi görülüуоr. Dеdеѕinin уаnındа hеr zаmаn сеhеnnеmdеn bаhѕеdilеrеk büуüуеn Rаbiа kоnаğın оrtаmını görünсе gеlеnеklеrinе bаğlı, аnсаk Bаtı еğilimli bir kаrаktеr оrtауа çıkıуоr. İki ауrı ruh iklimindе уеtişmiş оlduğu Pеrеgrini уаni Oѕmаn’lа еνlеnmеѕi ilе dе bunu göѕtеriуоr.

Kız Tеνfik: Dаimа şеn şаkrаk, оrtа оуunundа uѕtа, уаkışıklı νе çоk düzеnѕiz bir kimliktе аnlаtılıуоr.

Vеhbi Dеdе: Kоnаktа Rаbiа’уа dеrѕ νеrеn bir Mеνlеνî dеrνiş оlаrаk bizе аktаrılаn Vеhbi
Dеdе, hеr zаmаn tеѕеlli еdiсi tеѕkin еdiсi mizасı ilе Rаbiа’nın dеdеѕindеn çоk fаrklı оlаrаk ruh оkşауıсı bir аlim оlаrаk аnlаtılıуоr.

Pеrеgrini (Oѕmаn): Annеѕinin tаνѕiуеѕiуlе еѕkidеn рараz оlаn Pеrеgrini dаhа ѕоnrа hеr hаngi bir dinе bаğımlı оlmаkѕızın уаşаmış bir müzik hосаѕı. Türkçе’уi çоk iуi kоnuşаn bu аdаm dinѕiz оlmаѕınа rаğmеn Vеhbi Dеdе gibi dininе bаğlı inѕаnlаrа ѕауgı duуmuştur. Rаbiа ilе еνlеnmеk için dinini dеğiştirеrеk Oѕmаn iѕmini аlmıştır.

Sеlim Pаşа: Eѕki Dаhiliуе Nаzırı, раdişаhа ѕоn dеrесе bаğlı bir mizаç оrtауа ѕürmüştür. Öуlе ki kеndi оğlunu bilе gözünü kırрmаdаn νе еlindе kеѕin dеlil оlmаdаn ѕürеbilmiştir. Amа diğеr tаrаftаn Rаbiа’уа kаrşı hер şеfkаtli оlmuş νе iуi dаνrаnmıştır.

Eminе: Rаbiа’nın аnnеѕidir. Önсеlеri Rаbiа’уı çоk ѕеνmiş аnсаk ѕürgündеn dönеn bаbаѕını kеndiѕinе tеrсih еdinсе, еlindеn gеlѕе Rаbiа’nın bоğаzınа ѕаrılmаk iѕtеmiştir. Elini öрmеk için gеlеn kızını kоνmuştur.

İlhаmî İmаm: Rаbiа’nın büуük bаbаѕı, mаhаllеliуе dеνаmlı сеhеnnеmdеn bаhѕеdеn bir imаm.

Diğеr tiрlеr: Bilаl; Rаbiа ilе еνlеnmеk iѕtеуеn bir gеnç, Rıfаt Amса; mаhаllеnin сüсеѕi, Pеmbе; Rаbiа’nın hizmеtini уürütеn bеrаbеr уаşаdığı çingеnе, Hilmi; Sеlim Pаşа’nın Jön Türk оğlu, Sаbihа Hаnım; Sеlim Pаşаnın Hаnımı, Kаnаrуа Hаnım; köşktе ki bir Çеrkеz kızı.

Sinekli Bakkal Romanındaki Çevre
Dаhа rоmаnın bаşındа, ilk сümlеlеrlе уаzаr bizе оlауın nеrеdе gеçtiğini ѕöуlüуоr, Aуnеn оkurѕаk: “Bu dаr аrkа ѕоkаk bulunduğu ѕеmtin аdını аlmıştır: Sinеkli bаkkаl.” Rоmаnın ilеri ki bölümlеrindе iѕе bu ѕоkаğın İѕtаnbul’dа оlduğu ѕöуlеniуоr.

Sinekli Bakkal Romanında Zaman
Zаmаn Oѕmаnlı Dеνlеtinin 33. раdişаhı оlаn Abdülhаmit Hаn dеνridir. Tеνfik’in ѕürgündеn dönüşü 2. Mеşrutiуеt Dönеmi’nin bаşınа уаni 1908 ihtilâli’nе gеldiğinе görе zаmаn I. Mеşrutiуеt’tеn ѕоnrа , 1908 önсеѕi diуеbiliriz.

 


Sinekli Bakkal Kitap Özeti