Doğtaş Salon Takımı Modelleri

Doğtaş Salon Takımı Modelleri

Doğtaş’ta en çok tercih edilen markalardan biri haline geldi. Gördüğünüz gibi çok estetik modellere sahip doğtaş mobilya. Herkesin zevkine ve tarzına uygun salon takımları rengarenk model model desen desen. Evinizin mükemmel görünmesini istiyorsanız bu örnekler tam sizler için. Bayanlar evindeki mobilyaların en güzel olmasını isterler sıradan modeller olmasını istemezler özgün ve güzel olmasını isterler. Bu modellerde tam istediğiniz gibi. Şimdi seçim sizin…

Carmen Salon Takımı Fiyatı:3000$

Doğtaş Salon Takımı Modelleri
Comfort Salon Takımı Fiyatı:2000$

Doğtaş Salon Takımı Modelleri
Dolce Vita Salon Takımı Fiyatı:3200$

Doğtaş Salon Takımı Modelleri
Dream Plus Salon Takımı Fiyatı:3220$

Doğtaş Salon Takımı Modelleri
Elegance Salon Takımı Fiyatı:2100$

Doğtaş Salon Takımı Modelleri
Idea Salon Takımı Ffiyatı:3800$

Doğtaş Salon Takımı Modelleri
Innovia Salon Takımı Fiyatı:1900$

Doğtaş Salon Takımı Modelleri
Luna Salon Takımı Fiyatı:2500

Doğtaş Salon Takımı Modelleri
Sofa D’Amore Salon Takımı Fiyatı:1750$

Doğtaş Salon Takımı Modelleri


Doğtaş Salon Takımı Modelleri

Modern Avize Modelleri

Modern Avize Modelleri

Evinizi hem daha güzel daha dekoratif hale getirecek hemde daha hoş ışıklandıracak. Lamba modelleri, farklı farklı çok şık boncuklu çiçekli sade modelleriyle evinizde hem lamba hem dekorasyon için önemli bir aksesuar örneğidir. Duvara monte edilen masaüstünde kullanılan tavana monte edilen birçok lambo modeli bulunmaktadır. Bunlaın hangisini kullancağınız sizin tercihiniz. Evinizin tasarımına dekoruna en uygunu hangi modelse onu seçmenizde fayda var.

Lambaların kendi içerisinde çeşitleri vardır. Gece lambası, masaüstü lamba, aksesuar için kullanılan lamba, tavanlara asılan lambalar gibi
Bu lambaların bir özelliğide ışığı istediğiniz kadar kısabiliyorsunuz. Yani normal bir ışığı loş bir ışık haline getirmek sizin elinizde. Bayanlar eşinizle romantik bir yemek yemek istiyorsanız bulunduğunuz ortamı istediğiniz gibi loş bir ortam hale getirebilirsiniz ışığı kısarak ve farklı renklerde lambalar da kullanabilirsiniz kendi bulunduğunuz ortamın duvar ve eşya rengine göre.

Bu lambalar ofislerde ve iş yerlerinde de çok fazla kullanılmaktadır. İş yerlerinin yapısına uygun kullanılan lambalar iş yerlerini daha dekoratif hale getirece, gelen kişilerin göz zevkine hitap edecektir.
Avize ve lambaların fiyatları malzemelerine göre değişim göstermektedir.
Kristal Taşlı olan lambalar biraz daha pahalıdır diğer lambalara göre 100$-500$
Masa üstü : 50$
Diğer lamba çeşitleride 50$ile 350$ arasında değişim göstermektedir.

Çok estetik bir görünümü olan lamba modeli hem evinizde hem iş yerinizde rahatlıkla tercih edebileceğiniz lamba modelidir. Tavana monte edilmiş olması bunu başka yerde kullanamayacağınız anlamına gelmez bunların masa üstü veya duvara monte edilen şekilleride bulunmaktadır. Nerede isterseniz orada kullanabilirsiniz karar sizin.

Modern Avize Modelleri
Masa üstü kullanılan lamba çok estetik görünme sahip herkesin zevkine uygun lamba modelleri

Modern Avize Modelleri
Duvar rengiyle ve yerin parkesiyle uyum içerisinde olalan lamba modelinin farklı bir görünümü var.

Modern Avize Modelleri
Kendinden geometrik deseniyle modern bir hava yaratmaya yetecektir diye düşündük ve sitemize aldık bu lambayı. Umarım sizlerde beğenirsiniz.

Modern Avize Modelleri
Harika banyolarda sade bir ışıklandırma kullanmak olmaz sanırım. Taşlı avize modeli çok hoş görünüyor ve banyozu daha güzel hale getiriyor

Modern Avize Modelleri
Duvara monte edilmiş lambanın ne kadar değişik ve estetik olduğunu hepimiz görebiliyoruzdur umarım

Modern Avize Modelleri
Gri renkte yuvarlak lamba modeli. Sade, deseni, taşı olmasada ne kadar hoş bir görünümü olduğu aşikar

Modern Avize Modelleri


Modern Avize Modelleri

Bahçe Aydınlatma Modelleri

Bahçe Aydınlatma Modelleri

Farklı bahçe aydınlatıcıları, en güzel bahçe aydınlatma örnekleri, 2012-2013 bahçe aydınlatma örnekleri. Hepsi birbirinden güzel farklı ve şık. Şimdi hangisinden kullansak hengisi bahçe dekorunuza daha güzel gider diye düşünüyosunuzdur eminim. Bide yaz geliyor ki bahçasi olanlar çok iyi bilir akşamları bahçe sefası yapmak mükemmeldir. Tabi bu bahçeyide aydınlatmak önemli diye düşündük sizler bahçe aydınlatma tasarımları bulduk…

Evinizin bahçelerinde çiçekler ışıl ışıl olsun mu istiyorsunuz ozaman buyrun …

Bahçenizdeki aydınlatmaların daha şık olması zor bir şey değil

Bahçe Aydınlatma Modelleri
Küçük otların çiçeklerin içinde kelebekler çok güzel görünür bide bunları gece ışıl ışıl görmek sizce nasıl olur?

Bahçe Aydınlatma Modelleri
Buda şık ve sade bir modelimiz

Bahçe Aydınlatma Modelleri
Değişik, farklı bir model ve çok güzel

Bahçe Aydınlatma Modelleri
Bastığın yeri toprak diyerek geçme :) çünkü bunlar toprak veya taş değil bahçanizin aydınlatıcısı

Bahçe Aydınlatma Modelleri


Bahçe Aydınlatma Modelleri

Buhara Pilavı Tarifi

Buhara Pilavı Tarifi
Buhara Pilavı Tarifi

Buhara Pilavı Malzemeleri: (6 kişi için)

1 kase Pirinç

1 tavuğun göğsü

1 kase Konserve ya da haşlanmış Bezelye

½ kase haşlanmış ve küp küp doğranmış Havuç

1 ½ kase Tavuk Suyu

2 yemek kaşığı tereyağ,Tuz, Kara Biber

Buhara Pilavı Hazırlanışı :

Tavuk göğsünü haşlayıp etini kemiklerinden ayırıp didikleyin. Pirinci tuzlu sıcak suda bir, iki saat ıslatın.

Çukur bir tencerenin tabanına önce didiklenmiş tavuk etlerini yayın. Üzerine sırayla havucu ve bezelyeyi yerleştirip bastırın. Biraz tuz ve karabiber gezdirin.

Diğer tarafta başka bir tencerede tereyağı ile iyice yıkanmış pirinçleri ve dolmalık fıstıkları kavurun. Tuz ekleyin. Kavrulmuş pirinci bezelyelerin üzerine yayıp bastırın. Kaynamakta olan bir buçuk kase tavuk suyunu yavaşça pirinçlerin üzerine ekleyin. Kısık ateşte suyunu çekene kadar pişirin.

Demlendikten sonra uygun bir tabağı tencerenin üzerine kapatıp tencereyi ters çevirin.

Sıcakken Servis Yapın.


Buhara Pilavı Tarifi

Lor Tatlısı Tarifi

Lor Tatlısı Tarifi
Lor Tatlısı Tarifi

Malzemeler
500 gr tatlı lor
4 yumurta
1 su bardağı şeker ( ben yarım bardak kullandım)
1 su bardağı pirinç unu
1 su bardağı un
1 pk kabartma tozu

Şerberti için
4 su bardağı su
4 su abrdağı şeker
Yarım limonun suyu

Yapılışı
Öncelikle şerbetimizi kaynatıyoruz ve soğuması için bekliyoruz.
Lorumuzu süzgeçten geçirip yumurta ve yarım su bardağı şekerle birlikte iyice karıştırıyoruz. Kalan tüm malzemeyide ekleyip yoğurduktan sonra sıkma torbasına doldurup yıldız ucuyla şekil verip önceden ısınmış 180 derece fırında üzeri kızarana kadar pişiriyoruz. Fırından çıkan tatlılarımız ilk sıcaklığı çıktıkdan sonra yani 5 dakika sonra soğuk şerbetini üzerine döküyoruz. Afiyet olsun.


Lor Tatlısı Tarifi

Dalyan Köfte Tarifi

Dalyan Köfte Tarifi
Dalyan Köfte Tarifi

Dalyan Köfte Malzemeleri:
—Yarım kilo orta yağlı kıyma
—2 kaşık margarin
—4 adet yumurta
—1 baş soğan
—yarım çay bardağı haşlanmış bezelye
—1 tane havuç
—1 yemek kaşığı salça
—2 dilim bayat ekmek
—tuz ve karabiber

Dalyan Köftenin Tarifi:
Kıymanın içerisine ekme içini ve rendelediğimiz soğanı ekleyelim. Tuzu ve karabiberide ekledikten sonra içerisine 1 yumurta kıralım. İyice yoğuralım macun kıvamına getirelim. Fırın tepsisini yağladıktan sonra yaptığımız köfteyi fırın tepsisinin içine yayalım. Yumurtaları iyice kaynatıp köftenin ortasına uzunlamasına doğrayarak dizelim. Haşlanmış bezelye ve havuçlarımızda yumurtaların etrafına dökelim. Daha sonra köftemizi rulo haline getirelim. Margarinimizi fırın tepsisinde erittikten sonra yaptığımız rulo köfteyi tepsiye koyalım. Köftemizi 170 derecelik fırında 25 dakikaya yakın pişirelim. Salçamızda bir güzel margarinle birlikte kavurduktan sonra dilimlediğimiz köftenin üzerine döküp sıcak olarak servis edelim.


Dalyan Köfte Tarifi

Maral Büyüksaraç Biyografi

Maral Büyüksaraç Biyografi
Maral Büyüksaraç Biyografi

Maral Büyüksaraç 1994 Muğla/Datça doğumlu oyuncu. Beyoğlu Güner Akın Lisesi mezunu, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü öğrencisi.
Genç oyuncu 17 yaşında şerif gören tarafından oyun esnasında keşfedilmiş.

Necati Cumalı’nın eserinden sinemaya uyarlanan Ay Büyürken Uyuyamam adlı sinema filminde rol alan Maral Büyüksaraç, oyunculuğa tiyatro ile adım attı.

Maral Büyüksaraç Biyografi

Maral Büyüksaraç Biyografi

Maral Büyüksaraç Biyografi

Maral Büyüksaraç Biyografi

Maral Büyüksaraç Biyografi


Maral Büyüksaraç Biyografi

Kereviz Salatası Tarifi

Kereviz Salatası Tarifi
Kereviz Salatası Tarifi

Kereviz Salatası Malzemeleri : (6-8 kişi için)

2 adet orta yada 1 adet büyük boy Kereviz,

1 kase mayonez

1 su bardağı dövülmüş Ceviz

2 yemek kaşığı

yoğurt

Limon suyu

2 diş sarımsak

süslemek için Dereotu

yeterince Tuz, Pul Biber

Kereviz Salatası Hazırlanışı :

Kerevizleri soyarak rendenin küçük tarafıyla rendeleyin. Kararmaması için hemen üzerine limon suyu gezdirin.Tel süzgeçte yıkayıp iyice sıktıktan sonra tuz serpin.

Cevizi, yoğurt ve ezilmiş sarımsak eklenmiş mayonezi karıştırın. Şık bir tabağa yerleştirip üzerini dereotu ve pul biberle süsleyin.

Kereviz vazgeçilmeyecek derecede yararlı bir besindir. Ancak kokusu özellikle çocukların hoşuna gitmez. Salata olarak ise kolayca yenilir.

Ayrıca yapraklarını, özellikle haşlamalara koku ve lezzet vermesi için katabilirsiniz.


Kereviz Salatası Tarifi

Kestaneli Hindi Dolması Tarifi

Kestaneli Hindi Dolması Tarifi
Kestaneli Hindi Dolması Tarifi

Kestaneli Hindi Dolması Malzemeler i: (6 kişi için)

2 Kg’lık bir adet Hindi

8 su bardağı Su

½ yemek kaşığı Tuz

Salçası İçin

80 gr sadeyağ (4 yemek kaşığı)

2 adet orta büyüklükte Kuru Soğan

1 kahve fincanı domates salçası yada 2 adet irice Domates

2 su bardağı Hindi Suyu

Kestaneli İç Pilav

375 gr Pirinç (1,5 su bardağı)

250 gr Kestane

1 adet orta boy Kuru Soğan

60 gr sadeyağ (3 yemek kaşığı)

1 yemek kaşığı Çam Fıstığı

2 yemek kaşığı Kuş Üzümü

Tuz, Karabiber, Yeni Bahar, Tarçın

Kestaneli Hindi Dolması Hazırlanışı :

Temizlenmiş hindi 8 bardak su ile tencereye konur ve etleri yumuşayıncaya kadar kaynatılır. Bu arada suyun ısınmasıyla oluşan köpükler delikli bir kepçe ile alınır.

Sonra yağın içine soğanlar çentilerek pembeleşinceye kadar tutulur. Domates kullanılacaksa, üstüne domateslerde konur. Domatesler kavrulduktan sonra hindi suyu ilave edilir. (eğer salça kullanılıyorsa, bu safhada sulandırılmış salça ilave olunur).

Sonra, Hindi bir tepsiye konur. Üzerine bu salça dökülerek fırına konur.

Diğer yanda, İç Pilav hazırlanır. 2 silme yemek kaşığı yağ içine 1 adet soğan çentilir. Çam fıstıkları da atılarak kavrulur. Daha sonra pirinç ilave olunur ve 10 dakika kadar kavrulur.

Bu arada Kestaneler hafifçe yumuşayacak ama dağılmayacak şekilde haşlanır.

Sonra pirinçlere silme 1 çay kaşığı karabiber, tarçın, bahar, Kuş Üzümü tuz, 1 tatlı kaşığı toz şeker ve Kestaneler ilave edilir. Üzerine 1,5 bardak su ilave edilir. 20 dakika kadar kaynatılır.

Fırından çıkarılan Hindinin içine pilav doldurulur. 10 dakika daha fırına atılır.

Servise getirilirken hindinin ayakları alüminyum folyo ile süslenebilir.


Kestaneli Hindi Dolması Tarifi

Krep Tarifi

Krep Tarifi
Krep Tarifi

Malzemeler:
(Bu malzemeler ile 8 adet krep çıkmaktadır. Daha fazla veya az yapacaksanız malzemeleri orantılı bir şekilde değiştirebilirsiniz.)

2 su bardağı süt
1,5 su bardağı elenmiş un
2 yumurta
Yarım su bardağı su
3 tatlı kaşığı zeytinyağı
1 tatlı kaşığı tuz

Krep Tarifinin Hazırlanışı:
- 2 su bardağı sütü, 2 yumurtayı, yarım su bardağı su gibi tüm sıvı malzemelerinizi herhangi bir kaba koyun.
- Kaba koyduğunuz bu malzemelerinizi iyice karıştırın.
- Karıştırdıktan sonra 1 tatlı kaşığı tuzu içine ilave edin.
- Hamurunuzun koyu olmaması gerekiyor. Hamur koyu olduğu taktirde tavada pişmesi zorlaşacaktır. Ve içinin hamur kalma riski vardır.
- Hamurunuzu hazırladıktan sonra tavanızı ocağa yerleştirin.
- Tavanızı yağlayınız. (Benim tavam teflon, sorun çıkarmaz derseniz siz bilirsiniz.)
- Tava iyice ısınsıktan sora, hamurdan bir kepçe kadar döküp, tavanın tüm alanına yayılmasını sağlayın.
- Krepin alt bölgesi piştikten sonra maşa veya herhangi bir araç yardımıyla ters çevirin.
- Kreplerinizi orta ateşte pişirmelisiniz.
- Tüm kreplerinizi pişirip, hazırladıktan sonra ister peynir, ister bal, isterse reçel ile berbaer tüketebilirsiniz. (Kendi isteğiniz doğrultusunda farklı malzemeler ilete tüketebilirsiniz.)
- Afiyet olsun.

Püf Noktası:
1-) Krep hamurunuzun kıvamı koyu olursa; biraz su ekleyerek daha akışkan olmasını sağlayabilirsiniz.
2-) Hamurları tavaya aktarmakta zorluk çekerseniz, ufak bir su şişesine doldurup o şekilde dökebilirsiniz.

Krep genelde kahvaltılarda, özellikle de bal, reçel ve peynir ile tüketilen nefis bir lezzetdir. Hafif bir hamur işi olması bakımından da genellikle birçok kişinin kahvaltılarından eksik olmaz. Sade bir krep nasıl hazırlanır, malzemeleri nelerdir hepsini bu yazımızda bulabilirsiniz.


Krep Tarifi

Ağız Yaralarına Bitkisel Tedavi

Ağız Yaralarına Bitkisel Tedavi
Ağız Yaralarına Bitkisel Tedavi

Ağız yaraları : çoğunlukla üşütme veya hazımsızlıktan dolayı kaynaklanırlar. Yaraların etrafı, kırmızı çizgi ile çevrilidir. Başlangıçta, içi su dolu kabarcıklar halindedirler. Sonradan patlayarak etrafa yayılarak sancılı ağrılara sebep olurlar. çocuklarda : kızamık ve çiçek hastalıkları sırasında da aynı yaralar meydana gelebilir. Bitkisel tedavi için aşağıdaki reçetelerden birini kullanın. şifalı bitkiler ile çok yakınsınız, bitkisel çözümler sizi bekliyor.

a ) Havuç yaprağı, ve su ile bitkisel ağız yaraları tedavisi : Küçük bir tencereye su doldurulduktan sonra üzerine bir avuç havuç yaprağı konur. 15 dakika kaynatıldıktan sonra ince ve temiz bir tülbentten süzülür. Günde üç kere kaynatılan su ile gargara yapılır.

b ) şap ve bal ile bitkisel ağız yaraları tedavisi : 2 kahve kaşığı dövülmüş şap ile 1 tatlı kaşığı süzme bal karıştırılır ve yaraların üzerine sürüldükten sonra 10 dakika beklenir ve sürülen yerler temizlenir.

c ) Kızılcık ve su ile bitkisel ağız yaraları tedavisi : 3 su bardağı suyun içine 250 gram çekirdekleri çıkarılmış kızılcık konur. Kaynatılır, başka bir kaba süzülür. Günde 3 gargara yapılır.

d ) Bal, anason, ve kuru üzüm ile ağız yaraları tedavisi : 100 gram süzme balın içine 2 tatlı kaşığı anason ve 4 tatlı kaşığı kuru üzüm konur. ıyice ezilir ve merhem haline gelinceye kadar karıştırılır. Ağız yaralarına günde 3 defa sürülür.

e ) Soğan ile bitkisel ağız yarası tedavisi : Her gün 1 adet orta büyüklükte çiğ soğan yenir.

f ) Patlıcan kökü ile tedavi : 1 adet patlıcan kökü yıkandıktan sonra iyice dövülür, ve ağız dışındaki yaralara sürülür.

h ) Böğürtlen yaprağı ve su ile bitkisel tedavi : 5 su bardağı suyun içine, 2 avuç böğürtlen yaprağı konur. 15 dakika kaynatılır. ınce ve temiz bir tülbentten süzülür. Günde 3 kere gargara yapılır.

I ) Nar çiçeği, ve su ile bitkisel tedavi : 5 bardak suyun içine 2 avuç nar çiçeği konulduktan sonra 20 dakika ocakta kaynatılır. Sonra, ince ve temiz bir tülbentten süzülür. Yaralar geçinceye kadar günde 3 kere gargara yapılır.

ı ) Yılan üzümü, gül suyu sirkesi ve kükürt ile bitkisel tedavi : 1 kahve kaşığı miktarı yılanüzümü, 3 çorba kaşığı gülsuyu, 7 çorba kaşığı gül sirkesi ve 7 çorba kaşığı dövülmüş kükürt bir kaba kour. 6 bardak su ilave edilp, kaynatılır. Sonra, ince ve temiz bir tülbetten süzülür. Bu suya pamuk batırılıp, yaralara, ağız yaralarına sürülür.

Not : Mutlaka yapılan bitkisel karışımlarda, porselen kap kullanınız. Ayrıca ilaçları karıştırırken mutlaka tahta kaşık kullanılmalıdır.


Ağız Yaralarına Bitkisel Tedavi

Nevin Yanıt Biyografi! Nevin Yanıt Kimdir?

Nevin Yanıt Biyografi
Nevin Yanıt Biyografi

Nevin Yanıt (d. 16 Şubat 1986, Mersin), Türk kısa mesafe koşucusu.

2006 Türkiye Üniversitelerarası Atletizm Şampiyonası’nda 100 metre ve 100 metre engellide altın madalya kazandı. Aynı yıl içinde İspanya’da düzenlenen ve ENKA adına yarıştığı Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’nda 12.98?lik derecesiyle son Avrupa şampiyonu İspanyol Gloria Alozie’yi de geçerek altın madalyanın sahibi oldu; böylece Esen Kızıldağ’a ait 100 metre bayanlar engelli yarışı Türkiye rekorunu kırarak eline geçirdi ve 100 metre engelli mesafesini 13 saniyenin altında koşan ilk Türk atlet oldu. Göteborg’da düzenlenen 2006 Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda yarışan 4×100 metre bayrak takımında yer aldı.

2007 yılında Macaristan’ın Debrecen kentinde yapılan 23 Yaş Altı Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda birinci oldu, gene 2007 yılı içinde yapılan, Tayland’ın Bangkok kentindeki Dünya Üniversite Oyunları’nda ikinci oldu. 2007 Dünya Atletizm Şampiyonası’nda yarı final koştu ve 11. oldu.[1] Aynı yıl 12.76 ile kendisine ait Türkiye rekorunu geliştirdi. Mart 2008?de İspanya’nın Valencia şehrinde düzenlenen 12. Avrupa Salon Atletizm Şampiyonası’nda 60 metre engellideki 8.09?luk derecesiyle yarı finale yükseldi.

2008 Pekin Olimpiyatları’nda 12.94 koşarak Olimpiyatlar tarihinde bir kısa mesafe dalında yarı finale kalan ilk Türk atlet oldu.[2] Ancak yarı finalde 13.28 saniye koşarak sonuncu oldu ve elendi.

Pescara’da düzenlenen 2009 Akdeniz Oyunları’nda 100 metre engellide 13.08 saniyelik derecesiyle altın madalya kazandı.[3]

Nevin Yanıt, hem elinde tuttuğu Türkiye rekoru hem de Olimpiyatlar tarihinde bir kısa mesafe yarışında yarı finale yükselen ilk Türk atlet olması nedeniyle Türk Atletizminin yetiştirdiği en iyi kısa mesafe koşucularından biri sayılmaktadır. Halen 100 metre engellide 12.63 ve 60 metre engellideki 8.00?lik dereceleriyle iki Türkiye rekorunu elinde tutmaktadır. 2007-2008 arasında Vestel adına yarışan[4]Yanıt 2008?den beri Fenerbahçe Spor Kulübü’nün sporcusudur. Antrenör Cüneyt Yüksel ile çalışmaktadır.

60 metre engelli ve 100 metre koşularında da başarılı olan Yanıt’ın asıl başarılı olduğu branş 100 metre engelli yarışlarıdır.

2010 Avrupa Takımlar Birinci Lig Atletizm Şampiyonası’ndaki 100 metre engelli koşusunda 12.74 saniyelik derecesiyle kendine ait rekoru kırarak, dünya şampiyonu İrlandalı Derval Orourke’un önünde şampiyon oldu.

Nevin Yanıt, Barcelona’da düzenlenen 2010 Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda 100 metre engelli koşusunda yarı final ve finalde kendisine ait Türkiye rekorunu iki kez yenileyerek 12.63 saniyelik derecesiyle Avrupa Şampiyonu oldu.


Nevin Yanıt Biyografi! Nevin Yanıt Kimdir?

17 Ocak 2013 Günlük Burç Yorumları

17 Ocak 2013 Günlük Burç Yorumları
17 Ocak 2013 Günlük Burç Yorumları

Koç Burcu – (21 Mart – 20 Nisan)

Duygularınıza esir olmadığınız için, sizi suçlayanların sayısı bir hayli fazla. Oysa, sizinle aynı fikirde olanlar, sizi gıpta ile izliyorlar. Çevreniz, hakkınızda ikilem yaşaya dursun, sınırlarınızı doğru bir şekilde çizdiğinizden eminsiniz. Önemli olan, çevrenin değil sizin amaç ve isteklerinizdir. Doğrularınızdan şaşmamalısınız.

Boğa Burcu – (21 Nisan – 21 Mayıs)

Duygularınızı derin ve kendi egolarınızın paralelinde yaşadığınız için, çoğu kez yaşadığınız kısır döngüler içinde bocalamanız son derece doğal. Bugün partnerinizin kurguladığı olaylar üzerinde yoğunlaşmak istemiyor olabilirsiniz. Fakat o, her zamanki, direk ve kendinden emin tavırlarıyla, sizi etkisi altına alacaktır.

İkizler Burcu – (22 Mayıs – 21 Haziran)

Ay’ın konumu, günlük yaşantınızda daha duygusal davranmanıza neden olabilir. Sinirli davranışlar göstermek istemediğiniz için, isteklerinizi baskı altında tutmayı yeğliyorsunuz. Sizin dışa yansıyan yüzünün görenler için çoğu kez sürpriz olabiliyorsunuz. Çünkü ani tepkileriniz karşısında bocalayabiliyorlar.

Yengeç Burcu – (22 Haziran – 23 Temmuz)

Ay’ın konumu duygusal yönleriniz daha fazla ortaya çıkarıyor. Fakat bugün, her zamankinden çok daha fazla kuşkucu ve alıngansınız. Özellikle katıldığınız davetlerde, çevrenizden duymak istediğiniz sözlerin dışında bir şey işitmek istemediğiniz için, mesafeli davranmayı tercih edeceksiniz. Kırılganlığınızı dışa yansıtmak istemiyorsunuz.

Aslan Burcu – (24 Temmuz – 21 Ağustos)

Enerjinizi üst düzeyde yaşayacağınız bir gün. Bugün verdiğiniz sözleri hatırlatanlara kızabilir ve tepkisel davranabilirsiniz. Oysa özel dostlarınız sizi yanlarında görmekten mutlu olmalarına rağmen, Güneş in çalışma evindeki hareketi, yapılan şakaları yanlış anlamanıza neden oluyor.

Başak Burcu – (22 Ağustos – 23 Eylül)

Bugün somut olaylara daha çok fazla zaman ayırmaktan yanasınız. Çünkü, olayların maneviyatından çok, maddi yönleriyle ilgileneceksiniz. Çok çalışmanızın karşılığını alamadığınız zaman oldukça mutsuz ve istikrarsız olabiliyorsunuz. Adalet duygunuz çok gelişmiş olduğu için haksızlıklar karşısında isyankar olmanız doğal.

Terazi Burcu – (24 Eylül – 23 Ekim)

Zihinsel aktivitenizin yüksek olması nedeniyle, bugün kavarama yeteneğiniz oldukça güçlü. Fakat yönetici gezegeniniz Merkür, ailevi konularınızda sorunlar çıkarabilir.Sevdiklerinizle nedensiz tartışmalar yaşamak istemiyorsanız, olaylara yorum getirmeyin.Düşüncelerinizde haklı olduğunuz savundukça, onlarda sizinle, inatlaşabiliyorlar.

Akrep Burcu – (24 Ekim – 23 Kasım)

Duygusal izler taşıdığınız olaylar yüzünden aklınız karışabilir. Derin bir anlayışa sahip olduğunuz için, her şeyi gözünüzde çok fazla abartmanıza rağmen, bugün duygularınızdan ödün vermek istemiyorsunuz. Kafanızda gizli planlarınız varken, çevrenize bunu hissettirmemeniz büyük bir başarı.

Yay Burcu – (24 Kasım – 22 Aralık)

Güneş; para evinizde ilerliyor. Maddi konular ön planda olack.Sizi tetikleyen ve duygusal anlamda heyecanlandıran olayları sevdiğiniz için, sürekli olayları üzerinize çekiyorsunuz. Ailenizin sorunlarının gündeme gelmesi söz konusu. Diğer konuları arkaya atarak odaklaşmanız gereken konuları iyi belirlemelisiniz. Diğer konuları arkaya atarak odaklaşmanız gereken konuları iyi belirlemelisiniz.

Oğlak Burcu – (23 Aralık – 20 Ocak)

Güneş burcunuzda ilerlerken, enerjik yönleriniz körüklüyor. Yenilgiye tahammül edemediğiniz kesin. Bugün, sizinle yarışmak isteyenler olacaktır. Araştırmacı yönlerinizin güçlü olmasından dolayı, her şeyi önceden sezinleyip, önleminizi almanız yüzünden, çevrenizin şaşkın bakışları altında izleniyorsunuz.

Kova Burcu – (21 Ocak – 19 Şubat)

Mesleki hırslarınızla kişisel duygularınız arasında çelişki yaşamaktan siz de yoruldunuz. Bugün toplumsal yönlerinizin ağır basması yüzünden, önemsiz konular bile ön plana çıkarıyorsunuz. Savunduğunuz fikirlerinizin onay görmesi, umurunuzda bile değil. Siz, sadece, kendi bildiğiniz yolda ilerlemek istiyorsunuz.

Balık Burcu – (20 Şubat – 20 Mart)

Ay burcunuzda ilerlerken, duygusal ve romantik olmanız partnerinize karşı sıcak duygular beslemenize neden oluyor. Bugün küçük sürprizlere hazır olun. Çevrenizdeki kişilerin size karşı farklı duyguları var ve hiç beklemediğiniz anda, ilginç olaylarla karşılaşabilirsiniz. Alışkanlıklarınızın bozulmasından hoşlanmıyorsanız, temkinli olmalısınız.


17 Ocak 2013 Günlük Burç Yorumları

Ayva Tatlısı Tarifi

Ayva Tatlısı Tarifi
Ayva Tatlısı Tarifi

Tatlı İçin Malzemeler :
Üç orta boy ayva
İki su bardağı su
Bir çubuk tarçın
Bir su bardağı şeker
200 gram kaymak

Ayva Tatlısının Hazırlanışı:
Orta büyüklükte almış olduğumuz her bir ayvayı ikiye bölelim. Meyvelerden alışık olduğumuz çekirdek kısmını ayvadan ayıralım ve çekirdekleri bir kenara bırakalım. Tabi asla çöpe atmayalım; çünkü sonrasında kullanacağız. Sonrasında bir tencerenin içinde ayırdığımız ayva çekirdeklerini, suyu ve tarçını kaynata duralım. Hazırladığımız bu güzel kokulu kaynamış suya ayvalarımızı yavaş yavaş koymaya başlayalım. Tenceremizin kapağını kapatıp ayvalarımız yumuşayıncaya dek ocağın başında bekleyelim. Sonrasında ise üzerine şekerimizi ilave edelim. Şekerin iyice karışmasını beklemek için bir on dakika daha ocağı kapatmayalım. Sonrasında önceden ısıttığımız fırınımıza, tepsiye dizdiğimiz ayvalarımızı koyalım. Yaklaşık on dakika fırında bekletelim. Ayvalarımızın rengi hafif gidince fırından çıkaralım ve ortalarındaki boşluğa krema koyarak servis yapalım. Burada ayvaların rengini pembeleştiren şey ayva çekirdeğini içine katmamızdan kaynaklanmaktadır. Afiyet olsun…


Ayva Tatlısı Tarifi

Tiroid Tedavisi

Tiroid tedavisi

Tiroid Tedavisi

Türkiye’de nüfusun yaklaşık yüzde 40ında çeşitli tiroid bezi hastalıkları bulunuyor. Araştırmalar, Türkiye’de kişilerin günlük almaları gereken iyotun ort

alama 4’te birini aldıklarını gösteriyor. Boynun hemen ön kısmında kelebek şeklinde bulunan tiroid bezi, ürettiği hormonlarla vücuda adeta bir pil gibi enerji sağlıyor. Acıbadem Maslak Hastanesi Tiroid Hastalıkları Kliniği Sorumlusu Prof. Dr. Mete Düren, Türkiye’de yaklaşık 20-30 milyon tiroid hastası olduğunun kabul edildiğini söyledi. Tiroid gerçekten önemsenecek bir hastalık türü.

Guatr oluşumun

da, iyot eksikliği, çevre faktörleri, ırsi faktörler ve bünyesel faktörlerin etkili olduğunu söyleyen Prof. Dr. Mete Düren, şöyle devam etti:  Araştırmalar, Türkiye’de kişilerin günlük almaları gereken iyotun ortalama olarak 4’te birini aldıklarını gösteriyor. ıyot eksikliği olan Orta Avrupa ülkelerinde fırınlarda pişen ekmeğe ve sofrada kullanılan tuza eklenen iyotla eksiklik ve buna bağlı gelişen guatr sorunu büyük ölçüde çözülmüştür. Türkiye’de iyotun guatrı olmayan kişilerce korunmak amacı ile alınması gerekir. Aksi takdirde guatrı olan hasta bundan kurtulmak amacı ile iyot aldığı taktirde bunun faydadan çok zararı olmaktadır.

TRAFİK KAZASINDA ÖLME RİSİı DAHA YÜKSEK
Troid kanserlerinin büyük çoğunluğunun çok selim tabiatlı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Düren, Tiroid kanserinden bir hastanın ölmesi, ABD’de by-pass ameliyatlı bir hastanın yaşam şansı ile aynı tutuluyor. Bizde ise hastanın trafik kazalarından yaşamını yitirme olasılığı daha yüksek görülüyor ifadesine yer verdi.

GENETİK FAKTÖR ORTADAN KALDIRILIYOR

Tiroid kanserinde son yıllarda kaydedilen çok önemli gelişmelerden birinin de medüller tipte tiroid kanseri olan anne veya babanın kanında yapılan gen

etik bir araştırma ile çocuğuna bu hastalığın geçip geçmeyeceğinin anlaşılması olduğunu belirten Düren, şöyle devam etti: “çocuklarında da bu test pozitif çıkarsa o çocuğun 25-30 yaşına kadar tiroid kanserine yakalanacağı yüzde 100 olduğundan bu çocuklarda koruyucu olarak tiroid bezi tamamen alınıyor ve yüzde 100 şifa sağlanıyor. Bu genetiğin tıbba uygulama alanında yapmış olduğu en önemli katkılardan biri olarak kabul ediliyor. Bizim de böyle hastalarımız ve ailelerimiz var. Ancak çocuklarında hiçbir hastalık yokken annelerini çocuklarını ameliyat ettirmeye ikna etmek oldukça zor görünüyor.


Tiroid Tedavisi

Minik Tuzlu Kurabiye Tarifi

Minik Tuzlu Kurabiye Tarifi
Minik Tuzlu Kurabiye Tarifi

MALZEMELER
150 gram tereyağı
1 su bardağı zeytin yağı
1 çay bardağı çörek otu
1 yumurta (beyazı içine, sarısı üzerine)
1 çay bardağından 1 parmak eksik toz şeker
1 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı kırmızı biber
1 tatlı kaşığı mahlep
1 paket kabartma tozu
aldığı kadar un

HAZIRLANIŞI

Görünümüyle, lezzetiyle yiyenlerin ve izleyenlerin beğenisini kazanacak şirin bir kurabiye tarifi. Gerçekten sunumu ve görünümü ile tabaklarınızı, sofralarınızı zenginleştirecek bir lezzet.

Bütün malzemeleri yoğurmak için bir kabın içerisine toplayalım ve yumuşak bir hamur elde edene kadar yoğuralım. Hamur hazır olduktan sonra fındık büyüklüğünde parçalar koparalım ve elimizle yuvarlayarak şekil verelim. Ardından üzerine yumurta sarısı sürüp fırın tepsisine dizelim.

Fırın tepsisine yağlı pişirme kağıdı sermeyi unutmayalım. Tüm malzemeyi bu şekilde değerlendirdikten sonra önceden ısıtmış olduğumuz fırında kurabiyeler kızarana kadar pişirelim. Afiyet olsun.

PÜF NOKTASI
Hamurun kıvamı çok önemli bu yüzden unu aldığı kadar diye verdik. Çok yumuşak olmamalı, yoksa istenilen şekil verilmez.


Minik Tuzlu Kurabiye Tarifi

Bademcik İltihabı

Bademcik İltihabı
BADEMCİK İLTİHABI:

Yutağın lenf dokusunun ve özellikle bademciklerin önemli bir savunma işle­vi vardır. Mikroplanıl yineleyen saldırı­larına tepki olarak ortaya çıkan iltihap­lanmalardan sonra bu doku aşın biçimde büyüyebilir ve kendi başına bütün vücut için bir iltihap odağı oluşturabilir. Bademcik iltihabı çocukluk evresin­de gerçek bir hastalık sayılmayacak ka­dar sıradanlaşan bir duruma dönüşebilir. Ama yol açabileceği komplikasyonlar nedeniyle önemsenmesi gerekir.Bademcik iltihabında yaşın büyük önemi vardır. Bu önem yalnızca cerrahi bakış açısından kaynaklanmaz. Erişkin evrede bademcik sorunu çok daha kar­maşıktır ve değişik çözümlere açıktır. Çocukta ise sorun oldukça basittir. Artık günümüzde bademcik ve adenoitlerin (geniz bademciği) alınması bir çocuk için kızamık ya da boğmaca geçirmek kadar önemsizleşmiştir. Bu girişim çok daha ağır sonuçlar doğuracak gelişmele­rin de kesin biçimde önlenmesini sağlar.

BADEMCİKLERİN BÜYÜMESİ
Bademcikler çocuklarda, özellikle “len­fatik” denen yapıya sahip olanlarda ge­lişmeye yatkındır. Ağız yutak (badem­cikler) ve burun-yutakta (adenoitler) bu­lunan lenf dokusundaki bu gelişme ba­zen aşın olabilir. Büyüyen lenf dokusu öncelikle geliştiği boşlukta tıkanmaya yol açar. Aynca bu büyüme sonucu nezle tipi enfeksiyonlara yakalanma kolay­laşırken bu dokular anatomik yapıların­dan ötürü mikroplar için çok uygun bir yaşama ortamı oluştururlar.
BELİRTİLERİ
Bademciklerin ve özellikle adenoitlerin büyümesi üst solunum yollannda (bu­run ve yutak) tıkanmaya yol açar. Çoğu zaman burun kanalının yutağa bağlandı­ğı bölge (rinofarinks) tam olarak tıkanır ve çocuk sürekli ağızdan nefes almak zorunda kalır. Bu durumdaki çocuğun ağzı sürekli açıktır.
Östaki borusunun tıkanması nede­niyle gelişen ortakulak iltihabından ötü­rü solunan havanın burun süzgecinden geçmeyişinden kaynaklanan boğaz ağrı­sı ve bronşite kadar bir dizi komplücas-yon görülür. Çocukta burnun kapalı ve yutak titreşiminin yetersiz olması nede­niyle ses de değişir ve “genizden konuş­ma” başlar.
Bademciklerin büyümesiyle ağız ve yutak arasındaki geçidin daralması sonu­cu yiyeceklerin yutulması zorlaşır. Orta­ya çıkan bu bozukluklar aşın büyüyen lenf dokusunun alınması için yeterlidir. Aynca bütün bunlara ek olarak badem­cik ve adenoitlerin hemen her zaman mikroplanarak iltihaplandığı görülür. İltihaplanma kızamık ve suçiçeği gibi dö-küntülü bir çocuk hastalığından, sıradan bir soğuk algınlığından ya da grip enfek­siyonundan sonra da ortaya çıkabilir,Böylece çocuğun burun yollannda il­tihaplanma (sürekli soğuk algınlığı duru­mu), boğaz bölgesinde iltihaplanma, vü­cut sıcaklığında hafif artış, iştahında azalma, büyümesinde yavaşlama ve ku­laklarında inatçı iltihaplanma görülür.
Küçük hastalarda bademciklerin bü­yümesine bağlı tıkayıcı etkinin yanı sıra iltihaplanmalar sonucu hemen kendini belli eden bîr dizi değişiklik oluşur. Bu bozukluklar göz ardı edilirse vücut geli­şiminin bile silemeyeceği, kalıcı izler or­taya çıkar.Çocuğun yüzü soluk ve incedir. Ağ­zı her zaman açık, burun delikleri şişkin ve sümüklüdür. İştahsız, zayıf ve huy­suzdur. Genellikle işitme güçlüğü çekti­ğinden okulda dalgındır. Soğuk havalar­da kolay hastalanır. Genellikle hafif ateş, boğaz ağnsı ve bronşit görülür. Bunlar çok ağır belirtiler olmasa bile çocuğu giderek daha güçsüz bırakır. Çocuğun yaşı ilerledikçe belirginleşen bu tabloyu engellemek için hastalık bu­run ve yutağa yerleşmeden başlangıçta engellenmelidir.
Bademcik ve adenoitlerin büyümesi­ne karşı tek kesin çözüm cerrahidir. Tıb­bi tedavi ve İklim değişiklikleri az ya da çok bir iyileşme sağlayabilir. Deniz kıyı­sında yaşama, uzun sürelerle açık hava­da kalma, vitamini eksiksiz dengeli bes­lenme, kalsiyum ilaçlan ve kansızlığı önleyici başka ilaçlar çok yararlıdır.
Bademcik ve adenoitler hemen her zaman ve durumda alınabilir. Cerrahi gi­rişimi kesin biçimde engelleyen tek du­rum ender görülen ve önlenemez kana­malara yol açan hemofili hastalığıdır. Çocuğun akut seyreden bir hastalığı var­sa iyileşmesini beklemek önerilir. İlerde daha ayrıntılı biçimde açıklandığı gibi cerrahi girişim sırasında genel anestezi uygulanarak, solunum yoluyla azot pro-toksit (diazot monoksit) ve halotan gibi gazlarla oksijen verilir. Bu anestezikler yüzeysel ve hızlı narkoz etkileriyle çocu­ğun hem ameliyathane ortamından en az Ölçüde etkilenmesini hem de daha çabuk kendine gelmesini sağlar. Aynca uzun süreli girişimlerde kullanılan öbür anes-teziklerin yan etkilerini göstermezler.Girişimden sonra, ameliyat yerinde oluşabilecek kanama ve enfeksiyonlara karşı çocuğun bir hafta süreyle gözlen­mesi uygundur. Beslenmeye gelince, ço­cuğa yarı katı ya da sıvı yiyecekler veri­lir. Bunların çok sıcak ya da soğuk ol­mamasına özen gösterilir. Ağız bakımı mikrop öldürücü gargaralarla sağlanır.

ERİŞKİNDE KRONİK BADEMCİK İLTİHABI
Çocukta bademcikler (ve adenoitler) so­lunum zorluğu yarattığı ve yerel iltihap­lanmalara yol açtığı için alınır. Erişkin­lerde ise cerrahi girişim bademcik iltiha­bının böbrek ve kalp gibi uzak organlar için bir enfeksiyon odağı oluşturması durumunda gündeme gelir.Bademcikler yalnız savunma işlevini üstlenen ve bu nedenle aşın lenfosit içe­ren yapılardır. Ama bu görevlerini ko­layca yapamaz duruma gelebilir ve mik­roplarla dolabilirler.Bademciklere yuvalanan streptokok gibi mikroplar genellikle vücudun za­yıfladığı durumlarda yeterince üreme fırsatı bulur, kan dolaşımına geçip du­yarlı organlara ulaşarak genel hastalık­lara yol açarlar. Bunlar arasında, glome-riilonefrit ve akut ateşli romatizma ile kalpte (endokardit, miyokardit), eklem­lerde, merkez sinir sisteminde (köre) ve gözde (iris iltihabı) oluşan komplikas-yonlar sayılabilir.
Bu olgularda bademcikler uzak or­ganlarda hastalıklara yol açan enfeksi­yon odağına dönüşmüşlerdir. Erişkinlerdeki kronik bademcik iltihaplarında en önemli sorun, odaklaşmış bir enfeksiyo­nun var olup olmadığını saptamaktır. Bu konunun belirlenmesi cerrahi girişim açısından büyük önem taşır. Odaklaşmış enfeksiyon olgularında her iki bademci­ğin de alınması enfeksiyonu tamamen ortadan kaldıracaktır.

TANI
Öncelikle hastalığın geçmişine çok önem vermek gerekir. Akut bademcik iltihapla­rının sık sık ortaya çıkması, bademcik ve bademcik çevresinde apselerin oluşması, ateşin uzun süre düşmemesi, çabuk yo­rulma ve sürekli duyulan halsizlik ya da romatizma ve böbrek iltihabı belirtileri­nin görülmesi bademciklerde enfeksiyon odağı kuşkusunu destekler.Ağızdan yapılan yutak muayenesin­de bademciklerin dış görünümü, sanıla­nın tersine pek Önemli değildir. Bunlar genel durumun ağırlığım yansıtmayacak biçimde büyük ya da küçük görünebile­cekleri gibi az ya da çok girintili olabi­lir. Yalnız dış görünümde renk Önemli­dir. Çünkü kızarıklık derecesi hastalığın ulaştığı iltihaplanma düzeyini gösterir.Bademciklerden kendiliğinden ya da sıkılınca sıvı çıkması da önemlidir. İrinli ya da irinsiz olabilen bu sıvının varlığı odaklaşmış bir kronik bademcik iltihabının göstergesidir. Laboratuvar incelemelerinden elde edilen sonuçlar da özenle değerlendirilmelidir. Badem­cikler vücuttaki başka bir enfeksiyon odağından etkilenerek iltihaplanmış olabilir. Bu durum laboratuvar incele­meleriyle ortaya çıkarılabilir. Erişkin­lerde odaklaştığı sonucuna varılan kro­nik bademcik iltihabı olgularında böb­rek işlevlerine ilişkin bilgi edinmek için tam idrar tahlili yapılır. İdrar yoğunlu­ğunun değişmesi, albümin ya da kan (yalnızca alyuvarlar bile) bulunması bu anlamda önemli işaretlerdir.Kanın normal bileşenlerinin de (al­yuvar ve akyuvar) incelenmesi çok ya­rarlıdır. Bu yapıların sayı ya da niteli­ğindeki her değişme vücuttaki bir bo­zukluğun göstergesidir. Akyuvarların toplam sayısındaki artış akut iltihaplan­maya bağlı bir gelişmedir. Bu durum­daki hasta cerrahi girişimden önce teda­vi edilmelidir.
Sedimantasyon hızının artması, eklem ya da kalpte romatizma hastalığının geliştiğini düşündürür.
Odaklanmış organ ile hasta organ (böbrek, kalp, eklem vb) arasındaki bağ­lantı saptandıktan sonra lezyon tipini or­taya çıkaracak incelemeler yapılmalıdır.Glomerülonefrit söz konusuysa, id­rardaki yoğunluk değişmeleri testi ve kreatinin temizlenme hızı (klirens) gibi böbrek işlev testleri uygulanmalıdır. Böylece olası girişimden sonra hastayı sağlığına kavuşturacak işlemler saptanır.
Vücudun değişik yerlerinde görüle­bilen, akuttan kroniğe değişik biçimler­de ortaya çıkabilen bir romatizma hasta­lığı söz konusu ise elektrokardiyografi çekilerek kalp ve dolaşım işlevleri ince­lenmelidir.
Bademciklerde odaklanmış birincil iltihaplanmayı ortaya çıkarmaya yönelik incelemeler de vardır.

BADEMCİKLERİN VE ADENOİTLERİN ALINMASI
Bademciklerin adenoitierle birlikte alın­ması yıllar boyunca en çok uygulanan ve aynı zamanda en çok tartışılan cerra­hi girişimler arasında yer aldı. Bazı ül­kelerde yeni kuşakların bu ameliyatları geçirmesi bir dönem boyunca nerdeyse zorunlu sayıldı. Bu yapıların vücut sa­vunmasında oynadığı rol iyice göz ardı edildi. Üstelik uzmanlara ve ağırlık ka­zanan yaygın görüşe göre bu girişimin hiçbir olumsuz etkisi yoktu.
Adenoitlerin alınmasını kulak uz­manları da bir Ölçüde onaylıyorlardı. Çünkü adenoitleri aşın büyüyen çocuk­ların yaklaşık yansında ortakulak ilti­haplan görülüyordu. Genel eğilimin cer­rahi girişimden yana olması, bazen pek aşırı büyümemiş adenoitlerin bile alın­masına yol açtı.
Bademcik ve adenoitlerin alınması konusunda aşırı kuramlar yanlış uygula­malara yol açabilir. Cerrahi girişim geciktirilebiliyorsa alevlenme ve iyileşme evreleri sağlıklı biçimde değerlendirerek yeterli veriler toplanmalıdır. Yineleyen nezleli faranjitlerde cerrahi girişim ya­rarsızdır. Ayrıca bademcik ve adenoitle­ri alman bazı çocuklann daha sık bronşit olduğu da bir başka gerçektir.
Enfeksiyonlu büyük bademcikleri olan bir çocuğu uzun süre antibiyotik te­davisinde tutmak doğru değildir. Boğaz florasını değiştiren tedaviler bir süre için etkili görünebilir. Cerrahi girişim özel­likle alerjiye yatkın kişilerde çok daha dikkatli irdelenmeli ve sakınılarak uygu­lanmalıdır.
Tek tek olgular karşısında karara var­mak hiç de kolay değildir ve ameliyat kararına yol açan verileri kesin biçimde saptamak zordur. Ama gereksiz yere birçok cerrahi girişim yapıldığını Öne süre­rek bademciklerin alınmasına karşı çık­mak hatalı bir davranıştır. Olasılıkların tutarlı biçimde elenmesiyle ulaşılan cer­rahi girişim karan çocuklann sağlıklı ge­lişimi açısından büyük değer taşır.

CERRAHİ GİRİŞİMİ ENGELLEYEN DURUMLAR
Bademcik ve adenoitlerin alınmasını en­gelleyen durumlar birkaç başlık altında toplanabilir.
• Kesin engelleyici durumlar:
- Sürekli yüksek tansiyon, ağır kalp has-talıklan;
- Ağır kanama belirtileri, özellikle he­mofili.
• Geçici durumlar:
- Verem aşısından sonra 6 ay, öbür aşı­lardan sonra en az 2 ay;
- Burun-boğaz bölgesindeki akut ya da subakut hastalıklar (1-2 ay);
- Salgın dönemleri, hücresel bağışıklık sistemini baskılayan kızamık gibi has-talıklann iyileşme evresinde. Çocuk felci konusunda eski görüşler artık de­ğişmiştir. Bademcikleri alınmış çocuk­larda soğaniliğe yerleşen tipte çocuk felci olguları görülmüştür. Bu nedenle ameliyattan önce çocuk felci aşısının mutlaka yapılması gerektiği kabul edil­miştir.
• Tartışmalı ve değişken durumlar;
- Alerjik yapısı olan kişilerde çok sakı-nımlı davranmak gerekir. Ama adenoitler çok büyümüşse, antibiyotik ve aşı tedavisine karşın bademciklerdeki iltihap­lanma engellenemiyorsa cerrahi girişi­me başvurulabilir. ^jt
- Yaş genellikle belirleyici bir etkendir. Çok özel durumlar dışında üç yaşından önce cerrahi girişim yapılmaz. Erişkin­lerde yaş sının yoktur. Ama bademcik­lerdeki gerileme nedeniyle 40 yaşından sonra cerrahi bir girişim gereği büyük ölçüde ortadan kalkar.
- Gut ve şeker gibi kronik metabolizma hastalıklan cerrahi girişim kararında ay-n bir özen gerektirir.
- Romatizma cerrahi girişim için gerek­çe değildir. Ama bademcikler hastalık yapıcı bakterilerden anndınlamayacak bir yapı kazanmışsa ameliyat gerekli olabilir. v
- Ses sanatçılarının boğaz bölgesinde yapılacak cerrahi girişimlere karşı haklı görülebilecek aşırı kaygıları vardır. Ama bu girişimin ses telleri ve ses üze­rinde hiçbir etkisi yoktur.
- Damak yangı olan kişilerde bademcik ameliyatının yapılıp yapılmaması hâlâ. tartışma konusudur. Ama kulak iltihabı varsa ameliyat gerekli olabilir. Bu du­rumda geçici bir ses bozukluğu ortaya çıkabilir. Mukoza altında gizli yarık da­mak olgusu sıradan bir bademcik ameli­yatında açığa çıkarak genizden konuşma durumunu yaratabilir. Bu durum ses eği­timiyle düzeltilebilir ve ender olarak ya­rık damağa yönelik yeni bir cerrahi giri­şimi gerekli kılar.
- Yutak parestezileri bademciklerin alın­masından etkilenmez. Hekim hastayı cerrahi girişimin sınırlan konusunda uyarmalıdır. Enfeksiyon odağı ortadan kalkmasına karşın hastalıkla ilgili şikâ-;, yetler ortadan kalkmayabilir.
CERRAHİ GİRİŞİM
Adenoitlerin alınması.
- Adenoitler pek büyümemiş olsa bile yineleyen akut kulak iltihaplan, kulak zannın delinrnediği serömüköz kulak il­tihapları, irinli basit kronik kulak ilti­haplan, kulak akıntısı.
- Belirgin bir adenoit büyümesinin yol açtığı burun tıkanıklığı. 3 yaşından önce adenoitlerin alınmasını kesinlikle ba­demciklerin alınmasından ayn bir giri­şim olarak düşünmek gerekir. Daha sonra da, bu iki girişimi birleştirecek gerek­çeler yoksa aynı zamanda uygulamaktan kaçınmalıdır.
Ergenlikten sonra hemen herkesin adenoit dokusu geriler. Bu nedenle ba­demciklerin alınması girişimine zorunlu durumlar dışında adenoitler de eklenme­melidir.
• Bademciklerin alınması. Genel kabul gören gerekçeler:
- Bademcik çevresi apseleri (hastalığın yinelenmesini engellemek için cerrahi girişim zorunludur);
- Streptokok kökenli ya da bu bakteriler dışındaki etkenlere bağlı, çevre lenf dü­ğümlerini de etkileyen ve sık yineleyen anjinler;
- Kronik, sinsi bademcik iltihaplan; -Önemli bir tıkanmaya yol açan aşırı bü­yüme. Tartışmaya açık durumlar ve olgular:
- Kalp ameliyatı olacak kişiler;
- Anjinden sonra romatizma ve akut glo-merülonefrit gibi genel komplikasyonla-nn görülmesi.
CERRAHÎ GİRİŞİME HAZIRLIK
Alerjik hastalara çiçektozu mevsiminde cerrahi girişimde bulunmak sakıncalıdır.iAmeliyat öncesinde çocuk felcine karşı aşı uygulanmalıdır. Kan pıhtılaş­ması sürekli denetlenir ve gerekli du­rumlarda pıhtılaşma sağlayan ilaçlar ve­rilir. Antibiyotik tedavisi cerrahi girişi­me yol açan etkenlerle bağlantılıdır. Hasta cerrahi girişimden bir gün önce hastaneye yatar ve bademciklerin alın­masını izleyen gün hastaneden aynin.
AMELİYAT SONRASI BAKIM
Hastanın ilk günkü bakımı sürekli göze­tim altında tutulmasıyla sınırlıdır. Sızıntı biçiminde kanama olabilir. Yutulan kan daha sonra kusularak iyice koyulaşmış bir renkte dışarı atılır. Nabız, kan basın­cı, deri rengi ve konjuktivalar düzenli biçimde kontrol edilir. Ağnya bir ölçüye kadar dayanmak gerekir. İlk gün oldukça hafif ağn kesi­cilerle yetinilir, sıvı gıdalar alınır, yan­maya yol açan asitli meyve suları ve çok
tatlı içeceklerden uzak durulur. Aşamalı olarak başlatılan beslenme çocukta be­şinci gün, erişkinde ise 8?nci gün norma­le döner. Öğrenciler bir haftalık aradan sonra okula dönebilirler.

KOMPLİKASYONLAR
• Kanamalar. Anestezinin solunum bo­rusuna takılan bir tüp aracılığıyla (entü-basyon) verilmeye başlaması sonucu ka­nama kontrolü daha dikkatle yapılabil­mekte ve kanamalar çok ender durum­larda görülmektedir.
Cerrahi girişimden sonraki ilk 12 sa­at içinde süren kanamalarda hasta ame­liyathaneye alınır. Kanama bölgesine ksilokain-adrenalin kanşımı verilerek ya da adrenalinli tampon uygulanarak pıhtılaşma sağlanır. Kanama durduktan sonra kanamaya yol açan damar bağla­nabilir.
Bu önlemlerin yanı sıra gerektiğin­de kan nakli yapılarak aşın kan azalma­sı engellenir. Çocuklarda 200-400 cm3 kan kaybı önemlidir ve yerine konmalı­dır.Doğal olarak her hastanın bademcik bölgesi kontrol edildikten sonra hastane­den aynlmasına izin verilir. Bazen cer­rahi girişimi izleyen 6. günde yara kabu­ğunun düşmesiyle kanama görülebilir. Pek aşırı olmayan bu kanama ender du­rumlarda bir önlemi gerektirir.
• Enfeksiyon eklenmesi (süper enfek­siyon) ve ateş. Ateş yüksekse ya da uzun sürerse olası bir komplikasyona karşı antibiyotik tedavisi yapılır. Çok seyrek görülmekle birlikte ortaya çıka­bilecek hastalıklar arasında kulak iltiha­bı, boyun adeniti, boyun toplardamar trombozu, akciğer komplikasyonlan, endokardit, nefrit ve pnömoni sayılabi­lir. Bu nedenle yeni cerrahi girişimleri gündeme getirecek bir gelişmede he­men koruyucu penisilin tedavisi öneri­lir.
• Akciğer komplikasyonlan. Cerrahi girişim ender olarak bölgeye biriken ka­nın akciğerlere kaçmasına, bronşite, za­türreeye, hatta akciğer apsesine yol aça­bilir. Entubasyon bu kaçaklan tamamen önlemeyebilir. Anestezi uzmanı ile cer­rah arasında iyi bir iletişimin kurulması gerekir. Bu komplikasyonlar günümüz­de çok ender görülür.


Bademcik İltihabı

Aşure Tarifi

Aşure Tarifi
Aşure Tarifi

Aşure İçin Gerekenler:
2 su bardağı haşlanmış buğday
1 su bardağı haşlanmış nohut
1 su bardağı haşlanmış fasulye
1 su bardağı kuru üzüm
1 portakal kabuğu
100 gram kayısı ve/ya incir
1 su bardağı toz şeker
3 çorba kaşığı gül suyu
Su

Üzeri İçin:
Nar
Badem
Tarçın
Hindistan cevizi
Kuş üzümü

Aşurenin Hazırlanışı:
Öncelikle bir gün önceden ıslamış olduğumuz fasulye, nohut ve buğdayı haşlayıp tencereye koyuyoruz. Üzerine hemen sıcak su döküyoruz. İsteğe göre katması tercih edilen meyvelerden katıyoruz. Kayısı, incir ve benzeri meyveleri küp şeklinde doğrayıp tenceremizin içine atıyoruz. Bu arada toz şekerimizi ilave etmeyi unutmuyoruz. Tabi ne kadar malzeme katarsak o kadar da suyun miktarını arttırmaya başlıyoruz. Portakal kabuğu, gül suyu, badem gibi meyveleri içeriye atıyoruz. Portakal kabuğunu rendelemeniz gerekmektedir. Malzemeler iyice pişene kadar bekliyoruz. Sonrasında tencereden kâselere boşaltıp üzerini yine, isteğe göre, tarçın ve benzeri baharatla süslemeye geçiyoruz. Süsledikten sonra aşuremizi afiyetle yemeye başlayabiliriz.


Aşure Tarifi

Boğaz İltihabı

Boğaz İltihabı
Boğaz İltihabı

Yapılan araştırmalar, boğaz iltihabı vakalarının % 90′ının virüse bağlı boğaz iltihabı olduğunu, bunun da antibiyotikler, kortizonlu veya iltihap önleyici ilaçları kullanmayı gerektirmediğine dikkati çekti. Vakaların % 10′unda ise iltihaplar bakteri kökenlidir ve antibiyotikle tedavi edilmesi gerekmektedir. Şayet belirtiler aynı biçimde 5 günden daha fazla devam ediyorsa veya kulak ağrısı gibi yeni bir ağrı biçimi meydana gelmişse hiç zaman kaybetmeden bir hekime gidin.

Boğaz İltihabı ile bademcik iltihabı her zaman birlikte mi görülür?

Bu iki yapı arasındaki sıkı anatomik ilişki nedeniyle akut iltihaplanmalar genellikle hem boğaza hem de bademciklere yerleşir. Ama kronik durum­larda yalnızca bademcik ya da boğaz iltihaplanna daha sık rastlanır.


Boğaz İltihabı

Künefe Tatlısı Tarifi

Künefe Tatlısı Tarifi
Künefe Tatlısı Tarifi

Evimizde Künefe yapmak için hangi malzemelere ihtiyacımız var ?
200 gram tel kadayıf
2 Çorba kaşığı tereyağı
200 gram dil peyniri

Şerbeti için bunlara ihtiyacımız var;
1 su bardağı toz şeker
1,5 su bardağı su
1 adet dilim limon

Üzeri için buna ihtiyacımız var;
Yeşil fıstık
İsteğe bağlı kaymaklı dondurma

Künefe tatlısının hazırlanışı:
Öncelikli olarak şerbet için kullanacağımız malzemelerimizi tencere içine temiz bir şekilde koyarak kısık ateş ile beraber güzel bir şekilde kaynamasını sağlıyoruz. Bunun akabinde ise tel kadayıfımızı ince bir şekilde doğruyoruz ve teflon tavamızın alt kısmına malzemelerimiz arasında yer alan tereyağımızın yarısını yayıyoruz ve erimesini sağlıyoruz. Bunun akabinde ise tel kadayıflarımızı tavaya serperek döküyoruz.

Tel kadayıfı tavaya döktükten sonra peynirimizi kadayıf üzerine rendeleyerek eşit bir şekilde dökme işlemini gerçekleştiriyoruz ve tereyağımızın kalan yarısını daha kaynatarak döktükten sonra tavayı ocağa alıp iyi pişmesini sağlıyoruz. Bunun akabinde alt tarafının piştiğini gördüğümüz anda tavamızda yer alan malzememizi ters çevirerek diğer tarafın pişmesini sağlıyoruz ve hemen akabinde üzerine dilediğimiz kadar fıstık serpiştirerek servise hazır bir hale getiriyoruz. Afiyet olsun…


Künefe Tatlısı Tarifi

Tarhana Çorbası Tarifi

Tarhana Çorbası Tarifi
Tarhana Çorbası Tarifi

Gerekli malzemeler:

4 çorba kaşığı tarhana
1 çorba kaşığı sıvı yağ
1 çorba kaşığı domates salçası
1 bardak su
4 bardak et veya tavuk suyu
1 diş dövülmüş sarımsak
damak tadınıza göre tuz ilave edin.

Tarhana, Türk’ler tarafından bulunan ilk hazır çorçba türüdür.Ana malzemeleri başlıca soğan,domates,biber,yoğurt ve un olan tarhanının yapılışı yöreden yöreye farklılıklar gösterdiğini söyleyebilirim.

Kimi insanlar malzemelerin tamamını çiğ olarak kullanıyor, kimisi pişirdikten daha sonra yoğurt ve un ilave ederek hazırlıyor tarhana hamurunu. Bazı yörelerde hamur hemen kurumak üzere dökülüyor, bazılarında ekşimeye bırakılıyor. Tarhana otlusu, acılısı, nohutlusu, un tarhanası, göce tarhanası… Şunu bilmeniz de fayda var nasıl yapılırsa yapılsın şifa var tarhanada.

Pişirme yöntemi olarak, diğer hazır çorba pişirme yöntemlerinden bir fark yok. Bir litre su (et suyu) için yaklaşık dört çorba kaşığı tarhana, bir çorba kaşığı salça, 1 çorba kaşığı yağ ve tuz ilave etmeniz yeterli. Tüm malzemeyi bir tencerede karıştırdıktan sonra tencereyi ocağa alıp, karıştırmaya devam ederek pişirmek; en kolay tarhana pişirme şeklidir.

Bunları bilmenizde dikkat etmenizde yarar var…!

1- Tarhanayı bir bardak su ile ıslatmanız lezzet katacaktır.

2- Yağı ve sarımsağı tencereye alın ve hafifçe kavurmanızda fayda var.

3- Salçayı ilave edin, bir iki kez çevirin ve et suyunu ilave edin.


Tarhana Çorbası Tarifi